Fırat ve Kılıçtaroğlu tartıştı gittiler
25 Eylül 2008 16:41 tsi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde ortaya attıkları iddiaları ile ilgili TBMM’de tartıştı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde ortaya attıkları iddiaları ile ilgili TBMM’de tartıştı. Gazeteci Uğur Dündar yönettiği, Meclis Basın Toplantısı Salonu’nda yapılan tartışmayı çok sayıda basın mensubu ile birçok milletvekili izledi. Tartışmada söz, ilk olarak iddiaların sahibi CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’na verildi:
“Yaşamın boyunca hiç kimseye iftira atamadım, iftira sözcüğü benim kitabımda yoktur. Söylediğim her şey mutlaka ama mutlaka belgeye bağlıdır. Ben belgeyi bir fotokopi olarak algılamam, mutlaka o belgenin orijinaliyle doğrularım. Hepiniz hatırlarsınız; Şaban Dişli olayını gündeme getirdiğimde, bana yine ‘CHP kurumsal kimlik olarak iftira atıyor, Kemal Kılıçdaroğlu iftira atıyor’ dediler. Deniz Feneri olayında da iftira atıyor deniyor, ancak o olay dalga dalga yayılıyor. Almanya’nın en büyük dolandırıcılık davasında Mehmer Gürhan ile Ankara’da Zekeriya Karaman arasındaki ilişkiyi genel ortaya koydum. Dolayısıyla söylediğim her şey doğrudur, her şeyin belgesi vardır. İftira atmadım.
Ben şimdi size bir belge gösteriyorum. Bu belge bir ihbar dilekçesi Başbakanlığın Teftiş Kurulu’na yazılan ihbar dilekçesi. Dilekçenin altında saygılarımda Dengir Mir Mehmet Fırat ismi yazılı. Bu dilekçenin üçüncü maddesini okuyorum. Adı geçen kontrolör mesleğe giriş tarihindeki servet beyanıyla bugünkü servet beyanı karşılaştırıldığında izah edilemeyecek haksız bir varlığa sahip olduğu ve varlığın eşi çocuk ve kardeşleri üzerine de geçirdiği görünecektir. İddia edilecektir demiyor, ‘Mal varlığını onların üzerine geçirdiği görülecektir’ diyor. Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat sıradan bir milletvekili değildir; Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ikinci adamıdır. Bu dilekçeyi yazarken de herhalde çok düşünmüştür. Bu dilekçe üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu aynı olayı alıyor, onaya başlıyor
Bu dilekçe, Ukrayna hükümetinin orjinal belgesinin fotokopisi şudur değerli arkadaşlar. Ukrayna hükümeti T.C. Gümrük İdaresi’ne yazı yazıyor. Şurada Menas Dış Ticaret’in gönderdiği faturaların sahte olabileceğini ve bunların incelenmesini istiyor. Ve bu çerçevede de olan bu gümrük kontrolörüne intikal ettiriliyor. Bu olaydan sonra sayın Fırat kontrolör Başbakanlık Teftiş Kurulu’na şikayet ediyor, sayın Recep Tayyip Erdoğan onay veriyor. Diyor ki, ‘Evet bunu inceleyin bakalım buradan ne çıkacak’. Olay inceleniyor kendisi kardeşleri, küçük çocukları dahil onlar bütün yakınları yedi sülalesi inceleniyor.
Sonunda iki müfettiş arkadaşın vardığı sonuç şu; ‘Müfettişliğimizce yapılacak işlem bulunmadığı bu konuda müfettişliğimizce soruşturma yapılmasına gerek olmadığı kanısına varılmıştır’ diyor. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ‘Haklısınız’ diyor, burada bir şey söz konusu değil. Şimdi bir politikacının bir müfettişe yönelik olarak sizin mal varlığınızda çocuklarınızın da kardeşlerinizin de üstüne geçirdiğiniz mal varlığınızı ve bu incelendiği zaman görülecektir diye çok açık ve net bir ifade kullandıktan sonra Başbakanlık Teftiş Kurlu’ndan iki müfettişin oylarını vererek ortaya çıkardığı sonuç bu ihbar dilekçesinin fiyasko olduğudur.
Şimdi ben şunu sormak isterim. Muhbir ben değilim, şikayetçi ben değilim ama olayın ortaya çıkmasını isteyen sayın Fırat ama, ortaya çıkan belge bu kontrolör arkadaşımızın kendisine yönelik olarak suçlandığı bütün olaylardan yine Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun iki müfettişi tarafından aklanmış olması.
Sadece bu yetiyor mu sayın Fırat, bununla da yetinmedi. Bu arkadaşımızı görevini kötüye kullanmaktan ötürü mahkemeye verdi. Ankara 5. Ceza Mahkemesi’nin kararı arkadaşlar. Kararın bir bölümünü okuyorum. İlgili kontrolör arkadaşın ismini vererek düzenlemiş olduğu raporla müşteki Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kişiliğini hedef alarak bu raporu kasıtlı olarak düzenleyip görevini kötüye kullandığına dair iddiaların dosya da mevcut tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde iddiadan öteye gitmediği ve sanığın bu kasıtla hareket ettiğini gösterir somut hiç bir delilin mevcut olmadığı anlaşılmakla suçtan beraatına karar verilmiştir.
Şimdi sormak isterim kim müfteridir kim müfteri değildir. Benim söylediklerimin hepsi doğru çıktı bir sadece bir olayda sadece farklı çıktı. Bakın sayın Dengir Mir Mehmet Fırat bir televizyon kanalına katıldı. Orada konuşurken bir sanatçının açmış olduğu davayla ilgili olarak bu dava duruyor dedi sayın Baykal’la ilgili ve mahkeme bunu tutuyor oysa o dava çoktan sonuçlanmıştı telefon ettik düzeltildi anında düzeltildi. Arkasından mal varlığıyla ilgili bir olay oldu o da kızı tarafından düzeltildi. Şimdi değerli arkadaşlar bir politikacı halkın önüne çıkarken eğer her söylediği cümle arkadan düzeltilecekse o zaman siyaset grubu güven yitiriyor. Biz eğer bir şey söyleyeceksek belgesini almalıyız rakamını almalıyız iddiamızı ondan sonara yapmalıyız. O nedenle ben önce bu konuyu gündeme getirdim. Yani sayın Dengir Mir Mehmet Fırat’ın bana yönelik muhbir suçlamasının doğru olmadığını ama bu çerçevede benim ortaya koyduğum belgelerle bu suçlamaya asıl kimin muhatap olması gerektiğini de sizin taktirinize bırakıyorum.
Uğur Dündar, Kılıçdaroğlu’nun iddialarının ardından konuşma sırasını Dengir Mir Mehmet Fırat’a verdi.
Fırat, şöyle konuştu:
Ben hiç bir zaman sayın Kılıçdaroğlu’na muhbir demedim, müfteri dedim ikisinin arasında fark var. Muhbir ihbar edendir, müfteri iftira atandır ikisi farklı şeyler. Kılıçdaroğlu çok öncesinden bir iddiada bulundu, hayali ihracat benim ortağı olduğum bir şirketin hayali ihracat yaptığını söyledi. İkincisi de yine benim ortağım olduğu bir şirketin eroin kaçakçılığı yaptığını iddia etti. Şimdi ben siyasetçi olmanın dışında her vatandaş gibi Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşıyım. Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti anayasasının her vatandaşına vermiş olduğu hak ve yetkileri kullanma hakkına sahibim. Ben sayın Kılıçdaroğlu’na bir şey sormak istiyorum bu tahkikatı yürüten kişi 2002 seçimlerinde kendi partisinin Diyarbakır aday adayı mıydı? 2007 seçimlerinde yine bu raporu hazırlayan kişi yine Diyarbakır CHP aday adayı mıydı? Bu iki soruya cevap istiyorum.
Eğer adaysa bir kere organik bağ vardır CHP ile neden yaptığına da sonra geleceğim. Şimdi doğrudur, benim hakkımda iddia haksız bir iddia olduğu kanısıyla ben şikayet hakkımı yetkili merciler nezrinde kullandım, bundan sonrada kullanırım. Ama bunun tabi diğer belgeleri okuma ihtiyacı hissetmiyor yalnız belli bir kısmını okuyor ama devamını okumuyor. Aslında tümünü okumak lazım. Ne diyor bu belge? Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun belgesi mal beyanı yönünden bir suç oluşmadı, fakat haksız yere beni suçladığından dolayı nedenleri çok geniş olarak izah ediliyor mahkemeye sevkine karar verilmesi gerektiğini söylüyor. Demek ki ben şikayet hakkımı kullanıyorum, bir tahkikat yapılıyor bu tahkikatın benim söylediklerimden birisi uygun bulunmuyor ama diğeri uygun bulunuyor ve mahkemeye sevk ediliyor. Bunu ayrıca bu raporu da veriyorum, bir kez daha okursa memnun olacağım.
Ama adı geçen şahıs bu kez kendisi eşi çocuğu ve kardeşleriyle beraber Ankara Asli Hukuk Mahkemelerine başvuruyor. Diyorlar ki; ‘Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat televizyonda yapmış olduğu konuşmalarda gerekse yapmış olduğu bu ihbarlarda bizim şahsiyetimizi zedelemiştir’, dolayısıyla tazminat davası açıyorlar. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi davacı ismini söylemiyorum davalı Dengir Mir Mehmet Fırat; dava, manevi tazminat. Ama mahkeme kararı çok enteresan gerekçesi çok enteresan. Aynen şöyle diyor; ‘Anayasal hak arama özgürlüğü tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir.’ Diğer bir ifade ile kişi istediği şekil şartta sırf başkasını zararlandırmak için bu hakkını kullanamaz aksi halde bu hakkı kötüye kullanmış sayıldığı kabul edilerek Anayasa’da görülen güvencelerden yararlanamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 9.2.2005 şu tarihli içtihadında açıklandığı üzere bu hakkın korunabilmesi ve yerinde kullandığının kabul edilebilmesi için şikayet edenin cezalandırılmasını ve sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olması zorunlu değildir. Sonuç reddine, mahkeme masrafları avukat masraflarını da kendisinden tahsiline karar veriyor. Eğer mutlaka bir mahkeme kararı aranıyorsa, buyursun mahkeme kararları da burada onu bir inceleme lütfunde bulunurlarsa aynı şeyi burada göreceklerdir. Şimdi bu meselemizle de çok fazla ilgili değil.
Bu haber 2,532 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle