Serdar Arseven'in röportajı
Sivas olaylarının meydana geldiği dönemde Sivas Belediye Başkanı olan SP Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu ile olayların öncesini, sıcak günleri ve sonrasını konuştuk...
- Sayın Başkan, 2 Temmuz 1993’e giden yolda Milli Görüş’ün yükselişini görüyoruz.. Sivas da yükselişin simgelerinden biriydi. Siz geldiniz Sivas’ta yerel yönetimin başına; sizin gelişinizden kısa bir süre sonra da laiklik eksenli tartışmalara hız verildi..
- Seçimlerde başarı göstermemiz herkesi şaşırtmıştı. Kimse bizim kazanacağımızı tahmin etmiyordu. Genellikle seçimleri Halk Partisi almış, son olarak da ANAP almıştı. O zamana kadar belediyelerde ele alınmayan, çözülemeyecek zannedilen meseleler süratle çözülmeye başlandı. Özel olarak Sivas’ı ele alacak olursak. Biz geldik, ‘Sünnilerin de Alevilerin de Başkanı’yız dedik. Ve bu anlayışla eşit hizmet verdik. Hatta şunu ifade edebilirim ki; Alevi mahallelerine ‘pozitif ayrımcılık’ yaptık. Sözgelimi, ilk parkımızı Alevi vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları Ali Baba Mahallesinde hizmete açtık. Bu insanlarla çok iyi anlaşıyorduk. Bizi seviyorlardı. Çünkü biz onlara hizmet götürüyorduk. Bu durum, bu kesimi yıllar yılı istismar eden Halk Partisi çevrelerini fena halde rahatsız etti.
- Sivas’ta görev yaptığınız dönemde işbaşında SHP-DYP koalisyonu vardı...
- Evet, Refah’ın Sivas’ta belediye seçimlerini alması en çok SHP’yi rahatsız etti. Onlar alevi kesimi oy kaynağı olarak düşünüyorlardı. Biz, Alevilere de sıcak davranınca, hizmet götürünce, o kanatta bir endişe doğdu. Oy kaybetme korkusuna düştüler.
- O günleri yazanlar özellikle İl’e atanan ve adı SHP’li Vali’ye çıkan Ahmet Karabilgin ile sizin aranızda çekişme olduğunu ve bundan dolayı tansiyonun yükseldiğini söylüyorlar...
- Aramızda bir çekişme yoktu. Sadece, Sayın Karabilgin’in belli yönde davranmasını isteyen SHP vardı!..
İNÖNÜ’NÜN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ VALİ OLUNCA!
- Karabilgin, o dönemin Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün Özel Kalem Müdürü’ydü, Vali olmadan önce!..
- ilginç tabiî.. Sivas gibi büyük ve hassas bir ile daha önce hiç valilik yapmamış bir ismi veriyorsunuz. Bu tabiî doğrudan doğruya İnönü’nün bir tercihiydi. Sivas’ta SHP düşüncesine sahip bir insanın vali olması istendi. Bir bakıma belediyenin karşısında bir ağırlık meydana gelsin diye. Ben Karabilgin’in birtakım hadiseler olsun diye bir tavır taşıdığı kanaatinde değilim. Ancak o güne kadar hiç valilik yapmamış olması, belki birtakım hadiselerin değerlendirilmesinde isabetli karar verememesine sebep olmuştur...
- 2 Temmuz öncesini biliyoruz. Aziz Nesin’in bir tahrik unsuru olarak şehre davet edilmesi. Geleceğinin halka özenle duyurulması, Pir Sultan Heykeli’nin alelacele yapılıp şehrin merkezine dikilmesi... O güne gelelim...
- Cuma günü, 2 Temmuz’da, yemin töreni vardı Tugay’da. Biz Vali Bey’le birlikte yemin törenine gittik. Tugay komutanı yemin töreninin ardından bizi yemeğe davet etti. Ben Cuma namazına yetişebilmek için erken ayrıldım. Namazımı kenar mahallelerden birinde kıldım. Namaz sonrasında, Encümen toplantımız vardı, o toplantıya katıldığımda, birtakım protestoların olduğunu ilettiler. Protestoların sebebi, Cuma sırasında Kale Camii denilen küçük bir caminin önünde tahrik edici tutumların meydana gelmiş olması..
- Ne gibi?..
- Bu şenliklerin düzenlendiği Atatürk Kültür Merkezi’nin yakınındaki Kale Camii’nin önünde davullar çalınmaya başlanmış.. Kale Camii’nden bir grup da, Atatürk Kültür Merkezi’nin önüne gidip rahatsızlıklarını dile getirmiş; oradakiler de, ters cevaplar verince tartışma çıkmış. Bunun üzerine dönemin Emniyet Müdürü Doğukan Öner bana geldi. Halkın toplandığını, Atatürk Kültür Merkezi önünde, sloganlar attığını, ikazlara riayet etmediklerini söyledi. Belediye Başkanı olarak benim konuşmam halinde dağılacaklarını ümit ettiğini söyledi. Bunun üzerine, ‘Bu davetten Vali Bey’in haberi var mı?’ diye sordum. ‘Yok’ dedi. Ben de bunun üzerine ‘Vali Bey’in talebi olursa, yapalım’ dedim. Vali Bey’e gittik.. Vali Bey de biraz benim bu hadiseler olurken kendisini aramamamdan gücenmişti. Neyse, Vali Bey’in de talebi olunca biz AKM’nin önüne kadar yürüdük. Bir zabıta minibüsünün hoparlöründen ‘bu tür tavırların kimseye fayda sağlamayacağını’ söyledim. Kalabalık sakinleşti. Çekişme esnasında birkaç kişi gözaltına alınmış, onların serbest bırakılmasını talep ettiler. Emniyet Müdürü de ‘Olur’ deyince kalabalık dağıldı.
- Tatmin oldular yani..
- Burada karanlık noktalar var. Mesela; bu hadiseler başlayınca Vali Bey, Aziz Nesin’in Devlet Su İşlerinde kalmasını, hatta Zara’ya gönderilmesini istemiş. O, Aziz Nesin’in gittiğini zannediyormuş. Emniyet Müdürü dedi ki; “Aziz Nesin otelin içinde. Ayrılmıyor..” Gitse, mesele kalmayacak. Vatandaş da, “Aziz Nesin gitti” diye dağılmaya başlamış.. Sonra, Sivaslının daha önce ve daha sonra görmediği sözde bazı kamu görevlileri, ‘Aziz Nesin’in Madımak Oteli’nde olduğunu bağırarak söyleyince, oraya yönelim olmuş. Ben, vatandaşın dağılmak üzere olduğu dakikalarda etrafa bir baktım. Madımak Oteli’ne giden yolda polisler vardı ama sayıları çok yetersizdi. Vatandaşın toplanmasına engel olmaları mümkün değildi, o sayıyla ve gevşek duruşla, Madımak Oteli’nin önünde toplanma olunca, Emniyet Müdürü yine bana geldi. Otelin önünde konuşma yapmamı istedi. Ben, kalabalığa hitap etmek üzere gittiğimde birkaç yüz kişilik topluluğun olduğunu farkettim. Madımak Oteli’nin bulunduğu bölge küçüçük bir alan. Oraya emniyetten, askeriyeden 100 kişi koyun, kimse giremez. Öyle onbinlerin sığabileceği bir alan değil. Gittim ve sakinleştirici bir konuşma yapmaya çalıştım. Fakat, orada bulunanlardan bir bölümünden tepki geldi.
AZİZ NESİN’İN ROLÜ
TEMEL KARAMOLLAOĞLU: Aziz Nesin, biliyorsunuz, ‘Şeytan Ayetleri’ adlı bütün Müslümanların haklı tepkilerini çeken o kitabı Aydınlık gazetesinde tefrika etmeye başladı. Bundan sonra, ‘istenmeyen olaylar çıkar’ endişesiyle, Türkiye’nin hiçbir vilayetinde Aziz Nesin’in davetine ve konuşmasına izin verilmezken, Sivas’ta bu yol açıldı. Sivas olaylarının meydana geldiği seneye kadar her yıl Banaz’da bir tek güne mahsus olarak yapılan Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin şehir merkezine alınması, bunun 1 hafta süreye yayılması birtakım sıkıntıları önceden görememenin emaresidir. Sivas’ta 1978 yılında bir takım hadiselerin olduğunu da dikkate aldığınızda, bunun tertip edilmemesi, hele hele Aziz Nesin gibi o bütün Müslümanların tepkisini çeken tavrın sahibi olan bir zatın böylesine hassas bir şehre, hem de onur konuğu olarak getirilmemesi uygun olurdu.
ALEVİLERE HAKARET ETTİ!..
- Aziz Nesin’in şehre getirilmesi, planın bir parçası mı, yoksa sizin dediğiniz gibi ‘öngöremezlik’ durumu mu var?
- Enteresan bir insandı.. Bu toplantıya geldiğinde, sadece Sünnilerden değil, Alevilerden de tepki aldı. Zira konuşmasında sadece Sünniler hakkında değil, Aleviler hakkında da rencide edici ifadeler kullanmış. Valinin yeni olması, tecrübesiz olması önemli bir sıkıntıydı.
İSTİHBARATÇI BİLDİRMİŞ!..
- Sivas olaylarının meydana geleceği çok önceden belliydi; değil mi?..
- Olaylardan bir süre sonra Emniyet’teki önemli bir İstihbarat yetkilisiyle görüştüm. Kendisi bana, olayların meydana gelmesinden endişe ettiğini yetki ve görev alanını da aşarak, dönemin Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve İçişleri Bakanı’na endişelerini hem de yazılı olarak bildirdiğini anlattı.
YARIN: 28 ŞUBAT’A GIDEN YOL!..
Vakit
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle