En Sıcak Konular

Engin Ardıç
Sabah

Engin Ardıç
0 0 0000

Ruh hastalarına ölüm tehlikesi



Emekçi halkım bilmez, açıklayalım: İnternette belli bir siteye ya da oraya buraya kendi fikirlerini belirtmek amacıyla düzenli olarak gönderilen, genellikle kısa yazılara "blog" deniyor. "Web log", yani "ağ günlüğü" teriminin kısaltması bu.
Hani genç kızların "sevgili günlükleri" vardır ya, onun kamuya açık edilmişi ve yavaş yavaş okurun önünde oluşanı işte... Akla gelebilecek her konu her çeşit insan tarafından işleniyor. Böylece, Ortadoğu uzmanı kasaplar, nükleer fizikten anlayan soğuk demirciler, Çin yemeği tarif eden muhasebeciler belirdi.
Bizde de var...
Bu sanal ortamda kendince ünlü olan "blogcular" da çıktı...
Bizde bir de "yorumcular" var, bu da bir çeşit blogculuk.
Bazı internet haber siteleri, dedikodu üretmek ya da aktarmakla yetinmediler, basından ve televizyondan "haber ve yazı araklamakla" da kalmadılar, ilgiyi, yani "tıklama sayısını" artırıp reklam almak amacıyla okurlarına "yorum yazdırmaya" koyuldular.
Örneğin bir ya da birkaç köşe yazarının yazısını "kes yapıştır" yöntemiyle "iktibas" ediyorlar, altına da bir yorum bölümü açıyorlar. (Gazete yöneticileri bu yaygın yazı hırsızlığının peşine düşüp telif haklarını isteseler ortada kaç milyar döner ve yüzleri ne renk alır, meraktayım...)
Aslında bu, gıcık kaptıkları yazarlara kazılan bir çukur... "Bu adama bu pencereden rahatlıkla küfür edebilirsiniz" anlamına geliyor.
Önceleri küfürler epey galiz olabiliyordu, çünkü yorumcu ismini sakladığı gibi "siteci" de anonimliğin ardına sığınıyor, ele geçemiyordu. Bir "internet hukuku" geç de olsa oluşmaya başlayınca onlar da bizler gibi "künye koymak" zorunda kaldılar, çünkü işin ucunda mahkeme ve ceza vardı... Böylece artık yorumları "süzgeçten geçirmek" zorunda kalıyorlar, eskisi gibi "ana avrat dümdüz gidilemiyor", fakat yalan ve iftira serbest!
Bu iletişim devrimi, bütün ruh hastalarına da gün doğurdu. Bazı internet siteleri, psikopat çöplüğüne döndüler.
Kimliğini gizleyip "rumuzla" yazınca saçmalamak çok daha rahat ve kolay, üstelik oturduğun yerden "iki tıkla" ruhunun bütün pisliklerini dökebilirsin... Mektup yazıp zarfa koymak yok, pul yapıştırmak yok, kalkıp postaneye gitmek yok, üstelik masraf da yok.
Mağdur olanın seninle uğraşması da çok zor, ya üşenir ya tenezzül etmez... At çamuru, nasıl olsa "sanal bir iz" kalır.
"Telefon sapığı" gibi, bizlerin de "sanal sapıklarımız" oluştu.
Bendeniz, hem Yahudi hem Ermeni asıllı, hem vatan haini, hem de eşcinsel olduğumu bu şekilde öğrendim!
Bunlar yeterli değilmiş gibi namussuz, şerefsiz, satılmış olduğumu öğrenmeme de bu sitecilerin epey katkısı oldu!
Boğaziçi'ne nazır bir köşkte oturduğumu, küçükken de olmayan ağabeyimin ayakkabılarını giyerek okula gittiğimi falan hep sapıklardan öğrendim.
Zamanla, hani şu "maktulkatil ilişkisi" gibi, sapıklarımla aramızda bir tür "empati" de oluşmadı değil... Örneğin John Doe rumuzuyla yazan İsmail adında bir sapığım vardı, uzun zamandır ortalıkta görünmüyor, öldü mü kaldı mı meraktayım...
Bu yorumcu kisvesi altında hezeyan kusanların bazı ortak özellikleri var: Doğru düzgün cümle kurmayı bilmiyorlar, eğitim düzeyleri epey düşük, fikir yerine de sağdan soldan duyulmuş "önyargı kırıntılarını" döküyorlar ekrana...
Fakat onları ölüm tehlikesi de bekliyormuş (yok, ben kendim kesecek değilim.)
Amerika'da, sürekli klavye başında oturup ona buna laf yetiştirmekten iki kişi ölmüş. Ayrıca kilo kaybı ya da aşırı kilo alma, uyku bozukluğu, yorgunluk ve sinir krizi, bu "internet çocuklarını" bekleyen hastalıklar.
Benim bedduam da tutar ha, ona göre ayaklarını denk alsınlar!


Bu yazı 1,396 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ağustos 2009 Öyle olmayacak Tarhan Bey
    • 3 Ekim 2008 Alman oğlu Alman
    • 16 Ağustos 2008 Solculuk bile yapılır
    • 14 Ağustos 2008 Frikik istiyorlar!
    • 30 Temmuz 2008 Cirmi kadar yer yakar
    • 14 Temmuz 2008 Bizim oğlan okumasın, dersaneci olsun
    • 12 Temmuz 2008 Sıcakta serin yazı
    • 5 Temmuz 2008 Kendini genel başkan sanan genel başkan
    • 28 Haziran 2008 Korporatizm
    • 27 Haziran 2008 Bu, gazetecilik değildir
    • 13 Haziran 2008 Tekniğini merak ettim
    • 11 Haziran 2008 Devr-i saadet
    • 1 Haziran 2008 Memleket mazbut, lakin matbuat...
    • 28 Mayıs 2008 Orada serbest
    • 26 Mayıs 2008 Panpan est un pantin, Zizi est une poupee
    • 25 Mayıs 2008 Psikolojik iç savaş
    • 24 Mayıs 2008 Aslında ödleri patlıyor
    • 21 Mayıs 2008 Lahındayk
    • 19 Mayıs 2008 Sieg heil!
    • 18 Mayıs 2008 Futbolcu aydınlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,485 µs