En Sıcak Konular
Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Müzakere
Bu müzakere, Türk Dil Kurumu’ndaki tarife göre ‘bir konu ile ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma’ değil. Sözlü sınav değil.
Etüt, mütalaa değil...
Bu, AB ile müzakere.
AB ile müzakere... Yani... ‘Üyelik müzakereleri, aday ülkenin AB müktesebatını ne şekilde ve hangi takvim çerçevesinde kabul edeceğinin, uygulayacağının ve uygulama için gereken idari yapıyı nasıl oluşturacağının saptandığı bir süreçtir.’
Bu tanımda...
En önemli kavram, ‘AB müktesebatı...’
AB müktesebatı ne demek?
Avrupa Birliği’nin sanayi sonrası dönemde ‘insan odaklı’ toplum ve yönetim anlayışının kuralları demek...
İnsanı kutsalların en kutsalı kabul eden anlayışını toplumun bütün yaşam alanlarına yayan Avrupa Birliği, artık kendisinin bir parçası saydığı müzakere sürecindeki üye devletin de bu anlayışı benimsemesini ister. Onun da kendi halkına, kendi vatandaşına aynı şekilde davranmasını güvence altına almaya çalışır.
Türkiye, AB ile müzakere süreci içinde olduğunu unutmuşa benzer...
Rögar kapağı olmadığı için çocuklarımızı öldürdüğümüz, cumhurbaşkanlığı seçimlerini askeri müdahalelerle kestiğimiz, halkı beğenmeyen bir zihniyetin partileri kapatmayı normal karşıladığı bir ülkeyiz.
Bu, müzakere sürecinde, daha doğrusu AB ile müzakere düzeyine ulaşmış bir ülkede olmaması gereken bir tablo.
Ama biz gerçek bir demokrasiyi...
Evrensel bir hukuku...
İnsan haklarına dayalı özenli bir uygulamayı çok da içselleştiremediğimiz için tüm bu olanlar bize normal geliyor.
Onun içinde Avrupa Birliği’nin şaşkınlıklarını...
İtirazlarını...
Anlayamıyoruz.
Hálbuki müzakereye başladığımız andan itibaren artık ‘onlar’ ve ‘biz’ ayrımı ortadan kalkmış vaziyette...
Ayrıca, Avrupa Birliği, insan odaklı bir proje olduğu için milliyetçiliğin de barınamadığı yeni bir zihniyeti temsil ediyor...
AB ile müzakere içinde olduğumuz bu yeni dönemde ne ‘siyasal milliyetçiliğe’ ne de ‘onlar’ ve ‘biz’ ayrımına yer var...
***
Türkiye demokratik, evrensel hukuka saygılı, insan haklarına özenli bir toplum ve devlet olmak istiyor mu, istemiyor mu?
İstiyorsa, müzakere sürecini onlar ve biz ayrımı yapmadan insan odaklı bir anlayışın pusulası olarak kabul edecek ve gereğini yapacak...
Bunları neden yazıyorum?
Çünkü AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn yarın Türkiye’ye geliyor.
Barroso ve Rehn, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek.
Barroso ve Rehn’in Türkiye’de çeşitli mesajlar vermesi bekleniyor... Bunlar arasında, Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesine ve Türkiye’deki reform sürecine destek veren mesajların öncelikli olarak yer alacağı söyleniyor.
Barroso ve Rehn’in Türkiye’ye yapacağı ziyaretin önceden planlandığı ve son dönemdeki gelişmelerle doğrudan bağlantılı olmadığı dillendirilse de ziyaretin ‘kritik ve önemli bir zamanda’ yapılacağı da bariz.
***
Son günlerde AK Parti’yi kapatma davası ile ilgili AB’den gelen eleştirileri garipseyenler...
Ve bunu iç işlerimize müdahale sayanlar var.
Hangi iç işleri?
Müzakere süreci, AB ile aynı evde oturmaya başlamak ve alışkanlıklarını benzer hale getirmek demek.
Müzakereye başlamış bir ülkede müzakere yokmuş gibi konuşmanın anlamı var mı?
Kısacası konu ile ilgili eleştiri yapacak olanların öncelikle AB ile müzakere sürecinde olduğumuzu hatırlamasında çok büyük fayda var...
Yoksa olup bitenlerden hiçbir şey anlamayacaklar.
Ve, hayatın değiştiğini fark etmeden anlamsız konuşmalarını sürdürecekler.
Bu yazı 1,093 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle