En Sıcak Konular
Vakit
Ali İhsan Karahasanoğlu
0 0 0000
‘Sırası mıydı şimdi?’ diyenlere hatırlatmalar!
Kartel ve bazı siyasiler bastırıyorlar: “Birdenbire Madrid’de aklına gelivermiş”miş!
“Olur mu; Türkiye ile ilgili böyle köklü bir sorunla ilgili açıklama, İspanya ziyareti sırasında mı yapılır”mış!
“Yurtdışı gezisi sırasında anayasa değişikliği gündeme getirilir mi”ymiş!
Adamların size servis ettiği şekli ile konuya yaklaştığınızda, gerçekten de adamlara hak veriyorsunuz.
5 sene boyunca bekle.. Tek adım atma. Seçmenine sürekli sabır tavsiye et... Sonra bir gün aklına birdenbire essin, Madrid’den açıklama yap, gel Anayasa’yı değiştir!
İş mi yani bu!
Evet; AKParti iktidarının, kendi seçmen tabanına verdiği sözleri yerine getirme konusunda ihmâlkâr olduğunu biz de zaman zaman hatırlatıp, eleştirilerde bulunduk.
Ama hiçbir adım atmadığını ileri sürecek kadar vicdansız da değiliz..
Yorumları bir kenara bırakıp, olayların kendisini hatırlayalım isterseniz.
Olaylar onların dedikleri gibi, birdenbire mi gündeme gelmiş, hatırlamaya çalışalım.
AKParti’nin ilk hükümeti döneminde, Erkan Mumcu Milli Eğitim Bakanı..
Biraz fazla hızlı gittiği gerekçesi ile AKParti’nin ikinci kurduğu hükümette (TayyipErdoğan milletvekili seçilmesi ile yenilenen hükümette) Turizm Bakanlığı’na kaydırıldığı bile ileri sürüldü.
Demek ki AK Parti; YÖK Yasası, türban ve katsayı konularının üzerine, kimseyi dinlemeden öyle bodoslamadan gitmemiş.
Bakan bile değiştirmiş bu konuda.
Biz o tarihlerde, AKParti’nin bu tavizlerini eleştirdik. Peki kartel medyası, bugün “Madrid’den açıklama mı yapılır?” derken, o günleri hiç hatırlama ihtiyacı hissediyor mu?
Hayır!..
Devam ediyoruz.
Tarih 2003’ün Temmuz’u.. Hükümet, YÖKYasası ile ilgili değişikliği hazırlamış. TBMM’de komisyonlarda görüşülmeye başlanmış!
YÖKBaşkanı Kemal Gürüz, “Hükümetin hazırladığı tasarıyı hiç konuşmayız bile” demiş, hükümete rest çekmiş! 360 milletvekiline sahip bir iktidar partisi, sıradan bir bürokratın efelenmeleri karşısında adeta eli-kolu bağlı bir görüntü veriyor!
Hükümetle ilişki, Kemal Gürüz’ün “Görüşmem bile” efelenmesi sebebi ile YÖK üzerinden değil, Üniversitelerarası Kurul üzerinden yürütülüyor. Üniversitelerarası KurulBaşkanı Ayhan Alkış, “Bize biraz müddet” ayakları ile hükümeti ikna ediyor, tasarı Yeni Yasama Yılı’na bırakılıyor!
Sonra anlaşılıyor ki; üniversitelerin amacı, yaz tatilinde sokaklara dökecek öğrenci bulamadıklarından, fakültelerin açılışını beklemek imiş!
Aradan geçen süre içinde, taslak ile ilgili tek bir alternatif getirilmiyor. Eylül’de yine meydan okumalar başlıyor.
Hatırlayın; bir noter belgesine, dinini gizleyerek yalan beyanda bulunan bir rektör “Kubilay oluruz” diyerek, hükümete meydan okuyor. Bugünün kartel medyası da, o rektörlere manşetlerinden açık destek veriyorlar!
Sonra Ayhan Alkış ile hükümet adına TayyarAltıkulaç anlaşıyor ve taslak altkomisyona gönderilerek, yeniden erteleniyor. Tüm üniversitelerden, değişiklik taslağı önerisi toplanması konusunda uzlaşılıyor!
Üniversitelerden alternatif taslak geliyor mu? Hayır.
“Yurtdışında iken de birdenbire bu konu gündeme getirilir miymiş!” diyerek Başbakan’ı eleştirenler, açsınlar Ekim 2003 gazetelerine bir baksınlar!..
Sonra neler oldu?
Üniversitelerarası Kurul söz verdiği halde; taslağı getirmediği için, yine iş hükümete kaldı. 2004 Mayıs’ında YÖKYasası kavga-gürültü kısmen değiştirildi.
Ve Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in önüne gitti. Bugün “Türban ile ilgili değişikliğin şimdi sırası mıydı?” diye ahlâksızca yayınlar yapanların alkışları eşliğinde, YÖKYasası’nı değiştiren kanun, Sezer tarafından veto edildi!
Demek ki; Başbakan, akşam yatıp sabah kalktığında, Madrid’de kendisine gelen ilham gereği, Anayasa değişikliğini yaptırmamış! Konu 5 yıldır gündemde de, inisiyatif hep yasakçıların elinde!
Öyle ki; TBMM birçok veto edilen kanunu aynen Cumhurbaşkanı’na iade etmişti ama, bu konuda öyle bir rüzgâr estiriliyor ki, Anayasa Mahkemesi’nin kanunu iptal edeceği ileri sürülüyor!
Ve şimdi; tüm bu yaşananları görmezden gelip, 2008 yılında hâlâ aynı mavalları okuyorlar: “Şimdi sırası mıydı?”
2003’de aynı maval. 2004’te aynı maval. 2008’de aynı maval!
O zaman siz söyleyin despotlar, “Bu ülkenin çocuklarının özgürlüklerini genişletecek yasalara, ne zaman sıra gelecek? Yüz yıl sonra mı, 200 yıl sonra mı?”
Bu yazı 1,258 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Anlayana sivri sinek anlamayan davul zurna sinek ee..
-
16 Ağustos 2008
Maliye Bakanlığı cevap verdi, ya diğerleri?
-
14 Ağustos 2008
Fikret Bila, namazdan niye rahatsız oluyor?
-
14 Temmuz 2008
Onların gücü, bizim ‘dik duruş’ eksikliğimizden!
-
12 Temmuz 2008
Yasakçı Tuğcu, böyle saçmaladı!
-
5 Temmuz 2008
Ergenekon’da öyle, AK Parti’yi kapatmada böyle!
-
28 Haziran 2008
RTÜK bile uyursa, Anayasa Mahkemesi ne yapacak ki?
-
27 Haziran 2008
“Bedevi”nin arkasındaki gerçek!
-
21 Haziran 2008
Doğan saldırılarının arkasında ne var?
-
13 Haziran 2008
Bak sen, şu ANKA kuşuna!
-
12 Haziran 2008
“Sı-nır-lı-dır” ne demek, izah etseniz ya!
-
1 Haziran 2008
50 yıllık gazeteciden(!) gazete düşmanlığı!
-
28 Mayıs 2008
‘Kapatma kararı’ndan daha vahim olan..
-
25 Mayıs 2008
Tartışma örtü yasağıysa, MHP’nin safı neresi?
-
24 Mayıs 2008
Yargıtay, kapatılmamaya “heves”’ dedi!
-
21 Mayıs 2008
CHP % 95, AK Parti % 4.. Normal mi bu?
-
19 Mayıs 2008
‘Köşeler babamızın malı mı?’dan ‘gazeteler babamızın çiftliği’ne!
-
14 Mayıs 2008
Bir dönem, emekliliklerle kapanıyor!
-
10 Mayıs 2008
Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
-
10 Mayıs 2008
Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle