En Sıcak Konular
Sabah
Engin Ardıç
0 0 0000
Kötü kişi olmamak için
Osman Ulagay kibar adamdır, beyefendi adamdır, sesini yükseltmez, ağırbaşlılığını bozmaz, kimseye kötü söz söylemez. Benim gibi edepsiz değildir.
Aynı dünya görüşünü paylaşırız, ama “naturamız” farklıdır: Ben “fevri” adamım, mıymıy değilim.
Çok sevgili ağabeyim Osman Ulagay’ın yeni ve mükemmel bir kitabı daha yayınlandı: “AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu”...
Aman okuyunuz. Mutlaka okuyunuz. Dili rahat, kitap ince, bir çırpıda bitirirsiniz, pahalı da değil, dokuz lira.
Ulagay, “memleketin durumuna” kuşbakışı bakıyor ve özellikle geçen sene yaşadığımız, şimdi de sürdürülmek istenen “siyasi fırtınayı” ustalıkla derleyip toparlıyor, hatırlatıyor. Bu kitap, ileride 2007 yılını inceleyecek tarihçiler için çok değerli bir kaynak olacak.
O tarihçiler umarız bizi de adam yerine koyup yazılarımıza bir göz atarlar, çünkü Ulagay’ın ancak şimdi söylediklerini biz günü gününe, sıcağı sıcağına söylemiştik! Hem de bağıra çağıra.
AKP’nin ne anlama geldiğini, nasıl olup da büyüdüğünü, iktidara yerleştiğini, kolay kolay da gitmeyeceğini çok iyi gözlemiş... Toplumda hangi “dinamiklerin” çalıştığını biliyor... Hem Türkiye’nin hem dünyanın nereden gelip nereye gittiğini de çok iyi izliyor... “Laikçi” aydınların ve basının kendi kendini nasıl kandırdığını, nasıl yanılgıdan yanılgıya, hezimetten hezimete sürüklendiğini de pek güzel özetlemiş.
Geçen yılın nisan ayından başlayarak sergilenen ve bugün hâlâ sürmekte olan zavallılıkları da...
Ve bu kafayla yeni hezimetlerin kaçınılmaz olduğunu da.
1991 yılında, Türk basınında, bir DYP-SHP koalisyonuna karşı çıkan, sosyaldemokratların “hiç olmazsa bir dönem daha” muhalefette kalmalarını, boşu boşuna yıpranmamalarını isteyen iki kişi vardı basında: Osman ağabey ile bendeniz.
Onu, çalıştığı gazeteden ayrılmak zorunda bıraktılar.
Bana bir şey yapamadılar!
Aç kötenler bir an önce pastadan pay istiyorlardı ve köylünün o korkunç sınıf değiştirme çabasında da solculuğu paravan olarak kullanıyorlardı. Aydın geçinenler bu zokayı pek gönüllü yuttular.
Ve de yıllar geçince, “stepneliğin” kime ne yarar, kime de ne zarar sağladığını gördüler, solcu geçinen ahmaklar.
Osman ağabey, bu tartışma ortamına “Özal’ı aşmak” diye bir kavram hediye etmişti. Şimdi de “AKP’yi aşmak” önerisini getiriyor.
Özal aşılamadı. AKP de aşılamayacak. Ulagay’ın özlediği liberal ama sosyal, hem kapitalist ama hem de halkçı, yerli ama dünyayla dirsek temasında, çağı kavrayan ve yirmi birinci yüzyıla yakışır bir “oluşum” için ortada ne lider var, ne kadro var, ne de toplumda taban! Bu bir ütopyadır.
Ulagay da bunun farkında, çünkü bu “aşmak” teklifinin yirmi yıldır bir türlü “içini dolduramıyor”, temenni düzeyinde bırakmak zorunda kalıyor...
Fakat kitabının bazı satırları beni üzdü.
“Laik darbe girişimlerinin” fiyaskoyla sonuçlanacağını, “orduya selam çakmanın” kimi nereye götüreceğini, AKP’nin de seçimi çatır çatır kazanacağını daha o zamanlarda gördüğünü söylüyor. Fakat, ters düştüğü eski arkadaşlarıyla, okurlarıyla ve herhalde gazetesinin yönetimiyle de “papaz olmamak” için susmuş. Tepki çekmekten çekinmiş. “Yeni düşmanlar kazanmak” istememiş. Uyarı görevini yerine getirmekten kaçınmış. Bir süre hiç yazmamış (ben de “nerede bu adam yahu” derdim o sıralar), beklemiş.
Biz öyle yapmadık ağabey.
Yediğimiz küfürleri, uğradığımız haksızlıkları ucuca eklesen Boğaziçi Köprüsü’nü geçti ama susmadık.
Onun için de kötü kişi olduk.
Fakat çok şükür “ellerim kırılsaydı da şuna -ya da buna, ya da ona- oy vermeseydim” demek zorunda da kalmadık.
Gazetecilik, aslında, her gün yeni bir düşman kazanma sanatı değil midir?
Yoksa, ortalık mayna oluncaya kadar bekleyip efendilik etme sanatı mıdır?
Seni de üzmek istemem, beni bağışla... Belki de 1991 sütünden ağzı yanan 2007 yoğurdunu azıcık üflemek istemiştir, anlamıyor değilim.
Bu yazı 1,183 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Ağustos 2009
Öyle olmayacak Tarhan Bey
-
3 Ekim 2008
Alman oğlu Alman
-
16 Ağustos 2008
Solculuk bile yapılır
-
14 Ağustos 2008
Frikik istiyorlar!
-
30 Temmuz 2008
Cirmi kadar yer yakar
-
14 Temmuz 2008
Bizim oğlan okumasın, dersaneci olsun
-
12 Temmuz 2008
Sıcakta serin yazı
-
5 Temmuz 2008
Kendini genel başkan sanan genel başkan
-
28 Haziran 2008
Korporatizm
-
27 Haziran 2008
Bu, gazetecilik değildir
-
13 Haziran 2008
Tekniğini merak ettim
-
11 Haziran 2008
Devr-i saadet
-
1 Haziran 2008
Memleket mazbut, lakin matbuat...
-
28 Mayıs 2008
Orada serbest
-
26 Mayıs 2008
Panpan est un pantin, Zizi est une poupee
-
25 Mayıs 2008
Psikolojik iç savaş
-
24 Mayıs 2008
Aslında ödleri patlıyor
-
21 Mayıs 2008
Lahındayk
-
19 Mayıs 2008
Sieg heil!
-
18 Mayıs 2008
Futbolcu aydınlar
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle