En Sıcak Konular

Ahmet Altan
Taraf

Ahmet Altan
0 0 0000

Derinlik sarhoşluğu…



Şu bizim meşhur "derin devlet" lafının insanı uyuşturan bir yanı var.

Suikastler düzenleniyor, cinayetler işleniyor, sabotajlar yapılıyor, bombalar atılıyor, haraçlar alınıyor, uyuşturucu kaçakçılığı örgütleniyor…

Biz kimin yaptığını anlıyoruz.

"Derin devlet" diyoruz…

Ve, rahatlayıp duruyoruz.

Sanki bir ülkede "derin devletin" olması, suç işlemesi, ülkenin istikrarını bozması, adam öldürmesi çok normal ve sıradan bir işmiş gibi…

Sanki "derin devlet" dediğimizde "failleri" bulmuşuz gibi…

Şu soruları hiçbirimiz sormuyoruz:

"Kim bu derin devlet, gücünü nereden alıyor?"

Çünkü biliyoruz ki bu sorular tehlikeli.

Ama gelişmeler artık bu soruları sormamanın hepimiz için daha tehlikeli olacağını gösteriyor.

Son operasyonlarda yakalananların arasında emekli subaylar bulunuyor.

Bunlardan en ünlüsü JİTEM'in kurucusu olduğu söylenen bir emekli general.

Bizim ordu çok uzun yıllar JİTEM diye bir örgütün varlığını reddetti.

Hepimiz varolduğunu biliyorduk ama onlar bunu kabul etmiyordu.

Sonunda bir mahkeme kararıyla JİTEM'in varlığı tescil edildi.

Peki ne amaçla "resmen varlığı kabul edilmeyen" bir örgüt kuruldu?

Bu örgütün görevi neydi?

Resmen var olmadığı için yasalara karşı da sorumluluğu bulunmuyordu.

"Derinlik" ve "gizlilik" arasındaki ilişki neden hiç sorgulanmadı?

Bir devlet kendi içinde böyle bir örgütü nasıl barındırdı?

Bunları çok net sormadık.

Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra katili yönlendiren "muhbirin" jandarmayla ve polisle bağlantıları resmen ortaya çıktı.

Bu cinayette rol alan insanlarla ilişkideki devlet görevlilerini kim yönetiyordu?

Bu görevliler kime bağlıydı?

Onların bağlı olduğu "makam" devletin hangi kademesine yerleşmişti?

Şemdinli'de iki astsubay bomba atarken yakalandı.

Sonra askeri mahkeme onları serbest bıraktı.

O astsubaylara emirleri kim vermişti?

İki astsubay bağımsız hareket edemeyeceğine göre onların saldırısından kim sorumluydu?

O "güç" neden bulunamadı?

Şimdi son operasyonda yakalanan sanıkların bir "darbe" ortamı hazırlamak için bütün o suçları işledikleri söyleniyor.

Peki darbeyi kim yapacaktı?

Bu ülkede darbe yapabilecek tek bir örgüt bulunuyor.

Ordu.

Yakalanan bu emekli subaylarla ordunun ilişkisi ne?

Sanıkların en ünlüsü görevdeyken mafyayla, suçlarla, katillerle bağlantıları resmi evrakla oraya konulmuştu.

Ona rağmen nasıl oldu da terfi etti?

O adama görevdeyken bütün bunları yapması için kim emir verdi?

Niye cezalandırılmadı?

Neden üst düzey bir subayın bu ilişkileri doğal karşılandı?

Derin devlet dendiğinde Kotrgerilla, Özel Harp Dairesi gibi örgütler de söz konusu oluyor.

Bu örgütler kime bağlı?

Sivil bir güce mi?

Askeri bir güce mi?

Derin devletin içinde siviller var, polisler var, istihbaratçılar var, askerler var.

En tepesinde kim var peki?

Derin devleti bir sivil mi yönetiyor?

Derin devletin içindeki askerler bir sivilden mi emir alıyor?

Bu "derin devlet" denilen örgüt bir suç örgütü.

Sürekli suç işliyor.

Ve cezasız kalıyor.

O her cezasız kaldığında Türkiye tökezliyor.

Biz, bütün ülkeyi tökezleten bu yapıyı diğer bütün çağdaş ülkeler gibi dağıtmak zorundayız.

Bunun için de tepesinde kimin bulunduğunu açıkça sormalıyız.

Bir sivil mi yönetiyor bunu, bir asker mi?

Bu "derin devlet" polisin içinde, ordunun içinde nerelere kadar uzanıyor?

Eğer bu örgütün üyeleri ve yöneticileri devletin içinde değilse neden devlet bu suçluları ve onların liderlerini yakalamıyor?

Yok, devletin içindeyse, bir devlet bir suç örgütünü ne kadar içinde barındırabilir?

Hangi seviyeye kadar tırmanır suç?

Biz neden bunun yukarıya doğru giden bağlarını hiç merak etmiyoruz?

Bu ülke ve bu devlet bir tür derinlik sarhoşluğu yaşıyor.

Derin devlet lafı hepimizi uyuşturuyor.

Derin devlet deyip duruyoruz.

Bu sarhoşluktan uyanma vakti geldi bence.

Baksanıza hala darbe hazırlıklarından sözediliyor.

Biz bu "derin devletin" en derinini bulmalıyız artık.

Bunu kimin yönettiğini açığa çıkarmalıyız.

Suç işleyen askerler ve diğer devlet görevlileriyle onları koruyanlar cezasız kalmamalı.

Onlar her cezasız kaldığında…

Cezayı bu ülkenin insanları ödüyor çünkü.



Bu yazı 1,331 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ağustos 2009 Mafya, TÜSİAD, Türkiye...
    • 3 Ekim 2008 Korkmalı mıyız?
    • 16 Ağustos 2008 Yavaşlık
    • 14 Ağustos 2008 Ne oldu şimdi?
    • 12 Ağustos 2008 Ayıklamak
    • 30 Temmuz 2008 Dışarıda kim kaldı?
    • 18 Temmuz 2008 Yalanlar, gerçekler, sorular...
    • 16 Temmuz 2008 Çete
    • 14 Temmuz 2008 Emine
    • 12 Temmuz 2008 Dindarlar ve demokrasi...
    • 5 Temmuz 2008 Darbe ve medya
    • 28 Haziran 2008 Solculuk ve dindarlık, zavallılık mıdır?
    • 27 Haziran 2008 Bir darbe yandaşı
    • 26 Haziran 2008 Travma
    • 21 Haziran 2008 'Düşman değiliz be paşalar'
    • 13 Haziran 2008 Yeni sorun ihtiyacı...
    • 12 Haziran 2008 Anlamak için...
    • 2 Haziran 2008 Altınların parlaklığı...
    • 1 Haziran 2008 Fırsatçılık ve pusu
    • 28 Mayıs 2008 Her Türk asker doğar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,581 µs