En Sıcak Konular

Mehmet Altan
Star

Mehmet Altan
0 0 0000

Bu çetelerin anası kim?



Başbakanın dünkü açıklamalarını yarın değerlendireceğim. Ama ondan önce vurgu yapılması gereken bir konu var. Eğer Türklüğe bir hakaret var ise, bunu bizzat sağlayan ve tüm dünyada aşağılanmamıza neden olan 301. maddenin ta kendisi...


Ama gel gör ki, Adalet Bakanı’nın basın toplantısındaki açıklamalarına rağmen bu bir türlü değişmiyor... 301. maddeyi değiştiremesek de...

Önceki gün hepimizin televizyonlarda dehşetle izlediği bir biçimde...

Ağır yaralı hastayı taşıyamayıp, sedyeden düşürüp, yüzüne altı dikiş atılacak hale getirsek de...

Bir yaşına gelmeden ölen bebeklerde bir türlü yeterince başarılı olamasak da...

Çok becerikli olduğumuz konular da var; örneğin çete kurmak...

Çete haberinden geçilmiyor...

***

Araya, ya da güme gitmesin...

Birkaç gün önceki haber neydi?

İstanbul’da bir suç örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınan 10 kişiden 2’si tutuklanıp, 8’i serbest bırakılmıştı...

Kimdi bunlar?

‘Serbest bırakılanlar arasında kendini ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adamı olarak tanıtan Zakir Selvi de var.

Haraç alma ve tehdit olaylarına karıştığı öne sürülen zanlılar 4 silahla birlikte yakalandı.

Söz konusu grup üyelerinin bazı milletvekillerine, ‘PKK sizi öldürmek istiyor. Sizi koruyalım’ teklifini götürdükleri, karşılığında para istedikleri belirtiliyor. Ancak polis kaynakları milletvekillerinin, bu talebi kabul etmediğini belirtiyor.

Zanlılarla ilişkisi olduğu gerekçesiyle Ankara’da görevli bir üst düzey Emniyet Müdürü ve bir albay hakkında da idari soruşturma başlatıldı.

İstanbul’da iki polis memurunun da zanlılarla ilişkisi olduğu iddia ediliyor.’

Dünkü Sabah Gazetesi mahkemenin önce bıraktığı, bir diğerinin yeniden tutuklama kararı verdiği bu sanıklardan üçünün anında firar ettiğini manşetten duyuruyordu.

Bir anlamda da dolaylı bir şekilde çetelerin ‘yargı’ boyutuna yollama yapmaktaydı...

***

Önceki günkü Taraf Gazetesi ‘çetedeki albayın tanıdık çıktığını’ söylemekteydi...

Hatta Emniyet Müdürü de öyle sayılırdı...

Çünkü ‘Halen görevde bulunan Albay zimmetle suçlanmış, Emniyet Müdürü de kızağa çekilmişti’

Cürete bakın ki bu çete Ak Parti milletvekillerine bulaşıp, ‘PKK’nın ölüm listesindesiniz, ama biz sizi koruruz’ diyerek menfaat temin etmeye çalışmaktaydı...

***

Matkap Operasyonu ile ortaya çıkan bu çete haberlerine eşlik eden bir başka çete haberi ise Antalya’dan geldi...

‘Alaattin Çakıcı’nın yeğeni Adem Çakıcı, Trabzonspor Kulübü başkan adayı ve aynı zamanda Çakıcı’nın eski damadı olan Hacı Yıldız’ın aralarında bulunduğu 12 kişinin ‘çıkar amaçlı suç örgütü kurmak’, ‘örgüt adına silahlı faaliyette bulunmak’, ‘darp’, ‘tehdit’ ve ‘silahlı yağma’ suçlarından tutuklanmasına karar verdi...’

***

Emniyet...

Zaman zaman ‘organize suç gruplarıyla’ ilgili toplu bilgi verir...

Yapılan operasyon sayısı..

Yakalananlar..

Bulunan silahlar...

Ama sanırım bu dökümde eksik olan, yakalananlar arasında bulunan ‘asker, polis ya da devletin kullandığı sabıkalı eleman’ sayısı...

Çeteler şu veya bu şekilde ama muhakkak devlet içi odaklarla ilişkili çıkıyor...

Ya da devlet şemsiyesi içindeki silahlı bürokrasiden himaye görüyor...

Bu tümden radikal bir şekilde neden temizlenemez, anlaşılır gibi değil...

***

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın (KOM) bir zaman önce hazırladığı rapora göre, çetelerin kanser hücresi gibi toplumu sarmasının bir nedeni de şu şekilde ifade ediliyordu:

‘Bu ilişkilerden her iki tarafın da menfaati söz konusudur. Suç örgütleri, bu camia ile olan birliktelikleriyle, hem legal görünmeyi başarırlar, hem de camialarına mensup insanların konumlarından dolayı elde ettikleri imtiyazlardan faydalanırlar.’

Aslında ben bu rapordaki tespitleri, üretmeden, çabalamadan, rekabet etmeden, kısacası hak etmeden büyük para sahibi olmak ve iyi yaşamanın temel ve toplumsal bir arzu olmasının tespiti olarak anlıyorum.

***

Devlet içi ya da devlet dışı...

Çeteleşme eğiliminin bu kadar yaygın hale gelmesinin, Türkiye’nin üretimden kopmasıyla ve toplumsal ahlak üretememesiyle de bire bir bağlantısı var...

Sanayi döneminde insanlar iyi kötü, kör topal, tanımlı işlerde yaşam çabasını sürdürebiliyorlardı. Köyden kente gelen hiç olmazsa inşaat işçiliği bulabiliyordu...

Sonra bu fabrika işçiliğine dönüşüyor ve zamanla sisteme entegre olabiliyorlardı.

Şimdi, bu bile çok zor...

Üstelik, sanayi sonrası dönem çok daha nitelikli bir işgücü talep ediyor.

Toplum ve devlet, çağın bu gereksinimlerine cevap veremeyince, çeteleşme artıyor.

Tabii bir de bizim İttihat Terakki gibi devlet içi çeteleşmeleri meşrulaştıran hastalıklı geçmişimiz var. Bunu, bu sosyolojik analizin içine dahil etmiyorum.

***

Zaten, toplum ve devlet kendini dönüştürüp, çağın taleplerine cevap verebilseydi...

Ne 301. madde gündemde olur...

Ne de ağır yaralı adamı sedyeden düşürüp yeniden yaralanmasına sebep olan beceriksiz sedyeciler, daha doğrusu sedyeciliği bile başaramadan para pul sahibi olmak ve iyi yaşamak arzusu, toplumsal bir çılgınlığa dönüşürdü...


Bu yazı 1,292 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Oku bakayım...
    • 16 Ağustos 2008 Beş yıl önce neredeydiniz?
    • 14 Ağustos 2008 Ahmedinejad’la...
    • 12 Ağustos 2008 Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
    • 31 Temmuz 2008 ‘Kapatma ama hırpala..’
    • 14 Temmuz 2008 MİT’in Ergenekon listesi...
    • 12 Temmuz 2008 İran savaşı yaklaşıyor mu?
    • 10 Temmuz 2008 Ölümün askerleri
    • 8 Temmuz 2008 Öksüz Çocuk Eldiveni...
    • 5 Temmuz 2008 Dağbaşı
    • 28 Haziran 2008 Bir Türk neye bedel?
    • 26 Haziran 2008 Türkiye-Almanya
    • 21 Haziran 2008 ‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
    • 13 Haziran 2008 Gerçekten cevap bu mu?
    • 11 Haziran 2008 Askeri sopa ile özen...
    • 2 Haziran 2008 Elitist mi, kitlesel mi?
    • 1 Haziran 2008 Sizi muhatabınız belirler...
    • 28 Mayıs 2008 Sivas’ın doğusu...
    • 25 Mayıs 2008 Danıştay ne karar verecek?
    • 24 Mayıs 2008 Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,402 µs