En Sıcak Konular

Yusuf Kaplan
Yeni Şafak

Yusuf Kaplan
0 0 0000

Ekşi Sözlük: Paganografik çöplük ve sanal şiddet



Sanal âlem'de, Ekşi Sözlük diye bir “çöplük” var. Başlangıç'ta, henüz yaygınlaşmamışken, bir hayli imajinatif bir “şey”di Ekşi Sözlük. Yaygınlaştıkça, iyice bayağılaştı ve tam bir postmodern çöplüğe dönüştü.

Türkiye'deki belki de tek postmodern olgu, Ekşi Sözlük. Postmodernliğin “anything goes” / “her şey mübah” motto'sunun tastamam gerçeğe dönüştüğü bir “yer”: Aklınıza gelecek, gelemeyecek ne varsa her şey var bu çöplükte: En kaçık “fikir”lerden en zıpkınca itiraflara; tahayyül bile edemeyeceğiniz cinsel sapıklıklardan, başka yerlerde dile getirilmesi bir hayli zor, son derece imajinatif fikirlere, buluşlara kadar her şey aynı anda cirit atıyor Ekşi Sözlük'te.

Postmodernli; izafileşmenin, ertelenemez arzuların, kırılgan ve uçuk kimliklerin, kaçık maskelerin, ışıltılı, içi boş imajların dünyası.

Postmodern dünyanın tastamam bir ürünü veya “ayna imgesi” olan Ekşi Sözlük, Marx'ın meta fetişizminin gerçeğe dönüştüğü; Freud'ün bilinçaltının karanlık dehlizlerinde kolgezdiğini söylediği türlü sapkınlıkların kolaylıkla totemleştirildiği, böylelikle yeni grotesk, paganist tabuların icat edildiği; Nietzsche'nin alacakaranlıklarda uçuştuğunu ve her şeye nüfûz ettiğini söylediği putlarının gün ışığına çıktığı paganografik bir çöplük.

Paganografik sözcüğünü bendeniz icat etmiş oluyorum: Pagan ve pornografik sözcüklerinin birleştirilmesinden ürettiğim bir kavram.

Adında “sözlük” sözcüğü olduğuna bakıp da bilgilenmek için de “dalabilirsiniz” Ekşi Sözlük'e; “ekşi” sözcüğüne bakarak, nasıl bir dünyada yaşıyor muşuz; ya da geleceğin gelmekte olan dünyası nasıl bir dünyaymış acaba, diye merak ederek de.

Bu sanal dünyada veya paganografik çöplükte göreceğiniz şey, genelde, “sınırsız özgürlük” denen şeyin ne kadar içi boş bir şey olduğu gerçeği olacaktır: İzafileşmenin, nasıl kolaylıkla nihilizme dönüştüğünün farkına varmanız olacaktır: Tastamam bir başka postmodern fenomen olan cynicism'in / iki yüzlülüğün, nasıl insanları kelimenin iki anlamıyla da “yüzsüz”leştirdiğini görmeniz olacaktır; hem maskelerle (burada özellikle “nickname”lerle / takma isimlerle) sanal âlemde fink atan, kimliğini gizleyen tipler anlamında; hem de insanın normal / açık kimliğiyle başkalarıyla aslâ konuşamayacağı, paylaşamayacağı sapkınca şeyleri, manyakça -sözümüna- “fikir”leri pagan bir vandalizmle ve şiddetle dile getirmekten çekinilmemesi anlamında bir “yüzsüzlük” bu.

Ekşi Sözlük türü “sanal ortam”lar, ilginç yeteneklerin, imajinatif fikirlerin ortaya çıkmasına da imkân tanıyabilir. Ama öte yandan da, gerçekten ipin ucunu kaçıran tiplerin, sapkınlıklarını “yüzsüz”lüğünden, kimliğini gizliyor olmasından ötürü tatmin etmeye çalışan ve dahası, önüne gelene, hoşlanmadığı kişilere her türlü saldırıyı yapmakta sakınca görmeyen tiplerin cirit attığı paganografik bir çöplüğe de dönüşebilir.

Görebildiğim kadarıyla Ekşi Sözlük'te, üç tip, kafayı takmış durumda bana: Avasas, hotagu ve loststone “nickname”lerini kullanan tipler. Üçü de benden değil, İslâm'dan nefret eden tipler bunlar. Özellikle “Avasas” nickname'ini kullanan “yüzsüz”, nasıl olsa hiç bir hukûkî yaptırımı yok diye aşağılık saldırılarda ve hakaretlerde bulunmaktan çekinmiyor. Aşağılık biri olmasa bu kadar aşağılaşmaz.

Batı'da sanal âlemle ilgili ciddî hukûkî önlemler alınmaya başlandı. Türkiye'de henüz vaziyet, “gücü gücü yetene”den ibaret. Ekşi Sözlük türü, her tür söylemsel şiddete, iftiraya, karalamaya, hakarete, “çamur at izi kalsın” ilkelliğine, vandalizmine, paganografisine sonuna kadar açık mecraların artık hukûkî takibe alınması gerekiyor.



Bu yazı 1,348 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Temmuz 2008 Ergenekon'la “dolmuşa bindirilmediğimizden” emin miyiz?
    • 21 Temmuz 2008 Televizyonu dönüştürmek ve dil kurmak
    • 14 Temmuz 2008 Medya, nasıl seküler 'kilise'lere dönüştü?
    • 27 Haziran 2008 Travma ve yok oluş süreci
    • 27 Haziran 2008 Travma ve yok oluş süreci
    • 26 Mayıs 2008 Küresel İngiliz hâkimiyetine doğru (mu?)
    • 19 Mayıs 2008 İngilizlere dikkat!
    • 28 Nisan 2008 Laikçilik zırhıyla Türkiye'yi satıyorlar!
    • 25 Nisan 2008 Medeniyet yoksa, medîne de, din de yok olur
    • 18 Nisan 2008 Peygamberî çağ/rı
    • 24 Mart 2008 Çağa tanıklık, peygamberî soluk ve öncü varoluş kuşağı (2)
    • 17 Mart 2008 Türkiye bağımsızsa, Türkiye'yi bağlayan şey ne öyleyse?
    • 14 Mart 2008 Yalıtılmış masal perdesinden ruhsuz heykeller yapmak
    • 10 Mart 2008 "32. Gün"ün yaptığı şey televizyonculuk mu?
    • 3 Mart 2008 Aydınlanma mı dediniz? Peki, nerede Kant'ınız, Diderot'nuz, Voltaire'iniz?
    • 25 Şubat 2008 Kurumları kezzapladık, şimdi sıra insanlarda mı?
    • 18 Şubat 2008 Konya modeli
    • 15 Şubat 2008 Türkiye neden durdurulmalı; ama durdurulamaz?
    • 11 Şubat 2008 'Medya terörü' derhal durdurulmalı!
    • 4 Şubat 2008 21. yüzyılı "Türkiye" başlatacak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,317 µs