En Sıcak Konular
Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Tersten Japonca...
Siyasetçi kelimeleri kırbaçlayınca ne olur? -Manşet olur.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bizi dünyaya rezil eden ve dolayısıyla Türklüğe en büyük hakarete dönüşen Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi için ne diyor?
Bu madde, Levi’s 501 gibi dünya markası oldu, 404 gibi üstümüze yapıştı.
Konumu ve ilişkileri itibariyle yeryüzünün 301. maddeye nasıl baktığını en iyi bilenlerden biri olan Babacan, önceki gün durumu anlatırken kelimeleri kırbaçlamış, dün de gazetelere manşet olmuştu.
***
Ali Babacan şöyle devam ediyor:
- 301 değişse bile on-onbeş kanunun daha değişmesi gerekir. Bu yüzden yeni anayasa çalışması yapıyoruz. Çok daha geniş reform yapma niyetindeyiz. Sabırlı olmalıyız.
Sabırlı olalım da...
Ne zamana kadar?
Örneğin, önceki gün İstanbul’da iftar davetinde konuşan başbakan daha ziyade iç politikadan, referandumdan, yaklaşan yerel seçimlerden söz etti.
301. maddeye, AB sürecine, acilen yapılması gereken reformlara hiç değinmedi.
***
Sınanarak denenmiş güzel öğütlerden biri şudur:
-Çadırın direğini sağlam tut.
AK Parti, 22 Temmuzda neden büyük bir başarı kazandı?
Çünkü çadırın direğini sağlam tuttu.
Nasıl?
AB ve IMF ile...
IMF ekonomik akla ihaneti ve Türk’ün Türk’ü hırsızlamasını engelledi.
AB süreci de özgür ve zengin bir Türkiye’nin alt yapısını oluşturmanın rehberi oldu.
Şu sıra IMF ile ilişki sona ermiş, AB süreci de savsaklanma yolunda...
***
Çapasız gemi tarar...
Denizde kaybolur.
‘Bizim taban IMF’e alerjiktir, yerel bir çapa bulalım.’
Ya da...
‘Kıbrıs Rum Başkanlık seçiminin yapılacağı 2008 Şubat’a kadar AB sürecini savsaklayalım, ne yaparsak yapalım bir işe yaramaz’ mantığı, çadırın direğini sallar.
Bunu önce AK Parti hisseder.
Bunca alınan mesafeye ve yapılan reformlara rağmen Türkiye bir anda 27 Nisan ortamına niye düşüverdi?
Direk niye böyle sallandı?
Direk böyle sallanınca da...
Zaten ciddi sorunları olan ekonomi ve sosyal yapı sıhhatsizleşiverir.
***
Artık hem devlet içi kavgaların, hem de uluslararası arenanın bir parçası haline gelen Kürt Sorunu...
Irak ve Ortadoğu sorunu...
Gündemde her an öne zıplayacak gibi duran İran sorunu...
Türk-ABD ilişkilerinde daha da zor bir dönemin alevini tutuşturmaya hazırlanan Ermeni meselesi...
Kısacası yeterince zorluk var.
Çadırın direğini daha da sıkı tutma zamanı.
AB ve IMF sürecine bigane kalınırsa, kritik olan durumun bir anda zehirlenmesinden korkarım..
***
Nobel Ödüllerini ti’ye alan alternatif ödüller geçen gün açıklandı.
Dilbilim Nobel’ini, ‘Farelerin, Japoncayı tersten konuşan bir kişiyle Flamancayı tersten konuşan bir kişi arasındaki farkı anlayamadığını kanıtlama çabasına’ vermişler.
AK Parti’nin ilk iktidar döneminin başlangıcında konuştuğu doğru Türkçeyi, şimdi tersten konuşmaya başlamasına gerek yok.
Fareler bunu anlamayabilir...
Ama insanlar neyin tersten konuşulduğunu hemen anlar.
Bu yazı 978 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle