Sabah

Engin Ardıç

Devşirmespor

Spor basınında hiç de yabana atılmayacak bir ağırlığa sahip olan çemiş kesim, “halkın anlaması” için yabancı futbolculara isim uydurmaya bayılırdı...

Halkın mı, yoksa kendi alt kadrolarının mı, orasını da hiç bilemedim.

Brian Birch derler bir teknik direktör gelmişti Galatasaray’a, ona aylarca “Biriyan Biriç” dediler, hadi dilleri dönmüyordu... Fakat Koseçki adlı futbolcuya “Koç Zeki” demek ne halt etmek oluyordu?

Yıllarca, maç anlatan oğlanların, futbolcuların isimlerini “kendi kafalarına göre” telaffuz etmeleriyle de eğlendik durduk. Hagi’ye “Hacı” diyen yamyamcık bile vardı aralarında.

Fakat, Marco Aurelio’nun Mehmet olması apayrı bir gelişmedir.

Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un “Birinci Mehmet” sayılması gibi bir şey!...

Sünnetini Dereağzı tesislerinde yaptıralım, Aziz Yıldırım da kirvesi olsun, arkadan tutsun, fakat o baltayı nereden bulacağız diyecek olmuştum, “akabinde” Aurielio’dan açıklama gelmişti: Meğerse çocuk zaten sünnetliymiş, ayrıca uğraşmaya gerek yokmuş.

Dikkatlerden kaçan şudur: Marco’nun Türk vatandaşlığına geçince bir de Müslüman olduğunu “kafadan” kabul ediyoruz. Oysa böyle bir zorunluluk yok. Yani, Türk vatandaşı Aurelio’nun ne din değiştirmesine gerek var, ne de isim değiştirmesine.

İsim önemliyse, niçin Marco’yu Mehmet yapıyorsunuz da, soyadına da uygun bir tercüme düşünmüyor, örneğin Eğriyol falan gibi bir çözüm bulmuyorsunuz?

Tam da azıcık gülelim derken, arkası çorap söküğü gibi geldi: Bu kez Marcio Nobre, Mert olmuştu...

Derken bir de baktık, Wederson Louis da Silva Medeiros adlı çocuk, Gökçek Vederson oluvermiş. Vallahi, Gençlerbirliği’nin bir de Oftaşspor yumurtlayıp kafaları karıştırmasından daha matrak.

Bu Gökçek, Melih Gökçek’ten mülhem... Sırada Melih Jaba da var.

Bu arada, bir de Ferhat Sergio çıktı. Asıl adı, Fransergio Bastos.

Ben asıl, Alloum Bouker kısaca Ali Uyanık olunca yerlere düşmüştüm...

Bu gülünç tutumu daha da ileri götürelim, Türk vatandaşlığına geçmeseler de (parayı tatlı bulurlarsa geçerler, doğdukları yerde değil, doydukları yerde yaşarlar), geliniz bütün yabancılara kendi gustomuza göre birer isim uyduralım. Varoş kitlesi rahat etsin. Bağırması daha kolay olsun.

Alex de Souza’yı Ali Süzer yapalım... Rogerio Bobo, Raci Baba olsun... İsmail Bouzid, elbette İsmail Beyazıt... Ebu Zeyyad olarak doğrusunu söylersek bir köşe eşeği çıkar, iktidara yağ çektiğimizi düşünür... Baksanıza, çocuğuna Ömer Faruk ismini koyana dinci diye saldıran bile çıktı bu memlekette... Niçin kızları Ayşenur yapıyorlar da Tuğçesu yapmıyorlar? Böyle düşünen kişiler var. Rahmetli babam Mustafa Şevki Bey, adı herhalde Alpertunga ya da Bamsıbeyrek olmadığı için gerici bir adamdı! Göbek adımın Halil olması da benim hükümet yalakası olduğumu kanıtlamaz mı?

“Mustafa Kemal” adına gelince orada dursunlar, çünkü büsbütün gülünç olacaklar. Eşi de Latife, kardeşi de Makbule, tüh... “İsmet” de Arapça, hem de Mustafa İsmet, anası Cevriye, eşi Mevhibe, oğlu Ömer... Meğerse gericiymiş!

Futbola dönersek, Shabani Nonda’yı Şaban yapmak için çok akıllı olmak gerekmez. İbrahim Yattara’nın işi, çok şükür, küçük bir fırça darbesiyle Yatarağa yapılarak bitirilecek kadar kolay.

Fakat buradan Avrupa’ya gönderdiğimiz çocuklarımıza orada niçin aynı muameleyi uygulamıyorlar? Niçin elin keferesi, Nihat Kahveci’yi diyelim Nigel Coffee yapmıyor, ya da Alpay Özalan, Alfie Ozlann olmuyor?

Hewan Abeye nasıl Elvan oldu da, Can Bartu bir türlü Gianni Bartoldi yapılamamıştı?

Ya onların alt tabakası daha yüksek düzeyde, ya da bizim gibi kompleksleri yok.

Bizim şimdi yaptığımız, Osmanlı ordusuna “devşirme” yöntemiyle yeniçeri kazandırır gibi, yabancıyı vatandaşlığa alıp güçlenmek... Buraya gelip yerleşince bir de din değiştirmelerine gerek olmadığını kabul ettiğimiz gün rahatlayacağız, yeni anayasa da belki buna katkıda bulunacaktır.

Bu yazı 1,290 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.