En Sıcak Konular
Sabah
Engin Ardıç
0 0 0000
Bölünsün anasını satayım
Belçika’dan sözediyorum, siz ne sanmıştınız? Belçika, 1831 yılında icat edilmiş yapay bir devlettir. Bir tampon devlettir. Amaç, Fransa’nın bir daha Hollanda ve Almanya’ya saldırmasını önlemekti. Belçika’yı icat eden devlet de İngiltere olmuştu.
Daha sonra Almanya’nın bu kez batıya saldırmasını önleyeceği sanıldı ama Almanlar iki kere, hem 1914 yılında hem 1939 yılında bunu iplemediler, Belçika’yı ezip geçtiler.
Almanya ile Fransa’nın barışmasından sonra hiçbir anlamı kalmayan Belçika da, bu kez Avrupa Birliği’nin yükünü taşıyacak bir tür merkez edildi.
De Gaulle’ün NATO’yu Paris’ten kovması üzerine de ittifak karargâhı Brüksel’e taşınmış, Belçika’nın “bu gibi durumlarda” çok işe yarayacağı görülmüştü...
Belçika başka bir işe yaramaz.
Emperyalist “ağabeylerini” izleyerek, onların kuyruğunda Afrika’yı yağmalamış olmak gibi bir de pis geçmişi vardır (Kongo’yu ona hediye etmişlerdi.)
Bir “Belçika milleti” yoktur. Bir “Belçika dili” de yoktur. Bu ülkede Flamanlar ve Valonlar yaşarlar, bunların birincisi Hollandalı, ikincisi de Fransız’dır bal gibi.
Ve de birbirlerinden de nefret ederler...
Tıpkı, Çekler ve Slovaklar gibi.
Flamanlar çoğunluktadırlar ama ezildiklerini söylerler. Valonlar da onları savaşta Alman uşaklığı yapmış olmakla suçlarlar.
Aklıma Jacques Brel’in ünlü şarkılarından biri geliyor: “Messieurs les flamingants... Nazis pendant la guerre”... Flaman demiyor, kelime oyunu yapıyor: Flamancıcıklar, Flamancılar, hani Alamancılar gibi... Brel onları aşağılıyor.
Belçika sevimsiz, soğuk, külrengi bir ülkedir. Ağır sanayi ülkesidir, kıyısı çamurlu, doğusu ormandır. Patatesi ve midyesi meşhurdur. Başka da bir numarası yoktur, Waterloo savaş alanını ve de canlı ortaçağ müzesi Bruges kentini saymazsak. Yoksa Brugge mi demeliydim, onda da anlaşamıyorlar.
Paris’e ya da Amsterdam’a göre Brüksel de, İstanbul’a oranla Ankara’yı hatırlatır.
Şimdi gelen haberlere göre, üçe bölünecekmiş. Kuzeyde Flaman bölgesi (Flandres), güneyde Valon bölgesi (Valonya), Brüksel de tarafsız bölge, başlıbaşına bir şehir devleti! Avrupa Birliği’nin, hem herkesin hem hiçkimsenin olan başkenti.
Bakarsınız bir süre sonra kuzey tarafı Hollanda’ya, güney kısmı Fransa’ya katılır.
Ama bunu hiçbir yararı da yoktur, sakıncası da.
Çünkü artık toprak almanın, toprak vermenin bir anlamı kalmamıştır.
Toprak vermekten korkan, toprak alınca sevinen bizleriz... Türkler...
O kadar ki, “demokrasi ve özgürlük götürmek” iddiasıyla ele geçirdiğimiz Kıbrıs adasının kuzey bölümüne otuz üç yıldır “aldık” diye bakıyoruz, vermeye de elbette yanaşmıyoruz.
Bizimkisi bir Osmanlı refleksidir, elden çıkarmış olduğumuz çok büyük toprak parçalarından hiç olmazsa bu kadarcığını geri almayı başarmış olmak, bizi gönendiriyor.
Belçika’da kişi başına yıllık gelir, Valonlar’da 32 bin dolar, ezildiklerini söyleyen Flamanlar’da da hepi topu 25 bin dolarcıkmış!
Bizde de hükümetin ısrarla iddia ettiği gibi 10 bin dolara çıkarsa, meseleye daha serin bakacağız. Aldık diye tepinmeyecek, alacaklar diye korkmayacağız. Milli gelir 6 bin dolarda kaldığı sürece ölürüz ve öldürürüz.
Al sana fikir yazısı ulan puşt.
Bu yazı 1,446 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
19 Ağustos 2009
Öyle olmayacak Tarhan Bey
-
3 Ekim 2008
Alman oğlu Alman
-
16 Ağustos 2008
Solculuk bile yapılır
-
14 Ağustos 2008
Frikik istiyorlar!
-
30 Temmuz 2008
Cirmi kadar yer yakar
-
14 Temmuz 2008
Bizim oğlan okumasın, dersaneci olsun
-
12 Temmuz 2008
Sıcakta serin yazı
-
5 Temmuz 2008
Kendini genel başkan sanan genel başkan
-
28 Haziran 2008
Korporatizm
-
27 Haziran 2008
Bu, gazetecilik değildir
-
13 Haziran 2008
Tekniğini merak ettim
-
11 Haziran 2008
Devr-i saadet
-
1 Haziran 2008
Memleket mazbut, lakin matbuat...
-
28 Mayıs 2008
Orada serbest
-
26 Mayıs 2008
Panpan est un pantin, Zizi est une poupee
-
25 Mayıs 2008
Psikolojik iç savaş
-
24 Mayıs 2008
Aslında ödleri patlıyor
-
21 Mayıs 2008
Lahındayk
-
19 Mayıs 2008
Sieg heil!
-
18 Mayıs 2008
Futbolcu aydınlar
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle