En Sıcak Konular

Bünyamin Yılmaz
Milli Gazete

Bünyamin Yılmaz
12 Şubat 2010

Tiyatro kapattırmışım heyhat!



"Milli Gazete eleştirmeni Bünyamin Yılmaz, oyunun kaldırılmasını buyurmuş! Oynanmayan oyun nasıl kaldırılacaksa! Daha vahimi, tiyatronun adını ve adresini vererek hedef gösteriyor"muş Arda Uskan'a göre.  "Çağdaşlıktan alabildiğine uzak fikirleriyle tiyatro sanatçılarının hedef gösterilmesinde rol oynamış kişi. Nasıl bir kültür sanat yazarıdır, editörüdür ben anlayamadım şahsen" demişler bir de. Bahsedilen kişi ben olmadığıma göre kimmiş bu Bünyamin Yılmaz?

Vay be dedim, ben neymişim! Bunu derken iki gün düşündüm üç gece kendimle hasbihal ettim. Ben kendimle meşgulken meğer neler olmuş neler! Özen Yula'nın yazdığı "Yala Ama Yutma" oyunu etrafında kopan fırtınadan söz ediyorum. Meğer söylenen iki cümle bile tiyatroyu Beyoğlu'ndan oynatıyormuş. On üç yıldır kültür sanat sayfası hazırladığımı zannediyordum. Kendimle karşılaştığım ilk sahnede "gökyüzünden habersiz uçurma uçurmuşum" derken yakaladım kendimi. Buyur buradan yak dedim sonra. Yeterince nazik olmaya çalışarak, "Bünyamin! Sen on yıla yakın bir süre sahnelerde oldun. Çeşitli oyunlarda oynadın. Ta lise yıllarında oyunlar yazdın, sahneyle içli dışlı oldun. Hiç mi adam olamadın yahu" dedim. Diyeceksiniz ki insan kendini bunca ağır eleştirir mi? Eh ne yapayım. Son Mohikan'ımız sağolsun.

Oyunun kaldırılmasını buyurmuşum!

Vakit'e demişim ya, oyunla ilgili: "Bu sadece Müslümanları değil, bütün din mensuplarını kızdırır. Modern zihinle inanç değerlerinin sentezini yapmak sağlıklı bir durum değil. Bu çok tehlikeli olabilir. İnsan bedenine meleğin girmesi çok saçma bir durum. Melekler inancımıza göre korunmuştur. İnsanın pisliğini meleklere bulaştırmak mümkün değil" Ben böyle söylemişim ama tamburam ne anlamış. Hani derler ya, demesen de dedi derler! Kendini "Yazmadıysa doğru değildir" gibi iddialı cümleyle açığa çıkaran Medyatava da Arda Uskan'ın yazdıklarını doğru algılayıp yansıtabildiyse tık alemine demek ki yanılan benmişim. Meğer şöyleymiş benim yaptıklarım: "Peki bir tiyatro eleştirmenin aynı haberde yer alan görüşlerine ne demeli? Milli Gazete eleştirmeni Bünyamin Yılmaz, oyunun kaldırılmasını buyurmuş! Oynanmayan oyun nasıl kaldırılacaksa! Daha vahimi, tiyatronun adını ve adresini vererek hedef gösteriyor." Yandaş(!) medyadan yazan Arda Uskan, Ahmet Hakan'ı da göreve çağırıyor: "Sen neden iki satır yazmadın bu konuda"

Ben eskiden zannederdim ki, ismiyle mesleğinin doruklarına çıkmış isimler gerçekten de hak ettikleri yerdeler. Doğruluktan ayrılmazlar. Hadi Uskan karıştırmış haberdeki her şeyi. Bir açıklama göndereyim dedim ve üç gün hiçbir şey yazmadan bekledim. Saf saf gönderdiğim açıklama metni şöyle: "Saygıdeğer Arda Uskan. Takvim gazetesindeki "Ahlaksız Oyuna Linç Girişimi" yazınızı okudum. Bazı düzeltmeler yapmak istiyorum. Ne Vakit gazetesindeki görüşümde ne de Millî Gazete'de yayınlanan yazımda oyunun kaldırılmasını buyurmadım. Ama şöyle bir şey söyledim: "Ayça Damgacı'ya saygımın devam etmesini isterim. Bu oyunu sahneye çıkarmak yerine 'özür dilemeyi seçerse' memnun olacağım. Çünkü onun daha iyi sinema filmlerinde doğal oyunculuğunun devamını görmek istiyorum. Eğer tiyatroda güzel şeyler yapmak istiyorsa ilk biletli izleyicisi de ben olurum. Ama lütfen, bu milletin inanç değerleriyle oynayan oyunlara prim vermeyin. Özen Yula velûd bir kalem. Daha iyi oyunlar yazabilir. Ondan daha iyi oyunlar isteyin. Ve lütfen bana böyle cansıkıcı yazılar da yazdırmayın. Çünkü biz öfke kusmayı değil, güzellikleri paylaşmayı diliyoruz. Gitmek filmi aşkına; çok şey mi istiyoruz Ayça!"

Vakit gazetesindeki görüşüm ise şöyle: "Bu sadece Müslümanları değil, bütün din mensuplarını kızdırır. Modern zihinle inanç değerlerinin sentezini yapmak sağlıklı bir durum değil. Bu çok tehlikeli olabilir. İnsan bedenine meleğin girmesi çok saçma bir durum. Melekler inancımıza göre korunmuştur. İnsanın pisliğini meleklere bulaştırmak mümkün değil"

Görüşlerime katılmak zorunda değilsiniz

Üstadım hedef göstermek benim haddime değil. Üzüldüğüm, sizin gibi önemsediğim bir insanın haberi ele alırken toptancı bir yaklaşıma girişmesi. Anladığım kadarıyla internet medyasında konu hakkında çok şey yazıldığı için bir karışıklık durumu söz konusu. Ama benim görüşüm net.

http://www.milligazete.com.tr/haber/sira-meleklere-mi-geldi-152026.htm

Bu yazı benim görüşlerimi yansıtıyor. Katılmak zorunda değilsiniz, ama lütfen hakkımda söylediğim iddia edilenleri değil kendi görüşlerimi dikkate alınız."

Tabiî ki Arda Uskan bu cevabı yayınlamadı. Nedense şaşırmadım. Ama şaşırmak isterdim. Hazırladığım sayfaları takip edenler, benim görüşlerimi bilenler körü körüne bir şeye karşı çıkmadığımı bilirler. Baskılar ve sansürlerden yana değilim. Bu doğru. Öne çıkarmak istediğim düşünce ise şu: Benim baskıcı ve sansürcü olmamam, inancıma hakareti sineye çekmemi gerektirir mi? Sen, akidesinde "Meleklere İman" yazan bir dinin mensuplarını 'pornocu kılığına girmiş melek' oyunuyla rencide etmeyi düşün, bunun için hazırlık yap, duyurusunu yap, eleştirildiğinde de dünyayı başımıza yık!

Başkan kaçak güreşiyor

Kaç gündür başka bir alemde geziniyorum. Can Dündar onur meselesi yaptı ve sansüre karşı bayrak dalgalandırdı. Beyoğlu Belediye Başkanı bile 'aman ha dincilerle yan yana görünmeyeyim' diye söylediklerini bile tartmaktan vazgeçmiş. Sayın Misbah Demircan, oyunun oynanacağı yeri mühürlettiniz. Tepkiler artınca mührü kırdırdınız. Yangın merdiveninden kendinizi kurtarma merdiveni yaptınız eyvallah, lakin anlamadığım bu oyunun konusu hakkındaki görüşlerinizi neden merak edenlere sunmuyorsunuz. Ben görüşümü açık ve net söylüyorum. Sizin bu oyunun konusuyla ilgili bir görüşünüz var mı? Yoksa resmi açıklamayı Ali Rıza Demircan hocamızın kitaplarındaki 'melekler' bahsinden kendimiz mi çıkarmalıyız? Evet, siz Beyoğlu Belediye Başkanısınız ve sansürcülük size yakışmaz. Sizden beklediğim şu olabilirdi, oyunu sahneye koyanlarla oturup konuşmak ve bir çözüme ulaşmak. İnancında 'meleklere iman' olanların hassasiyetini anlatabilirdiniz arkadaşlara.

Bu meselede Arda Uskan'ı yalnız bırakmayan bir de ekşi sözlük var. Benimle ilgili bir anda girilen entryler artmış. Ladyinthewater nickli arkadaş diyesi ki, "çağdaşlıktan alabildiğine uzak fikirleriyle tiyatro sanatçılarının hedef gösterilmesinde rol oynamış kişi. Nasıl bir kültür sanat yazarıdır, editörüdür ben anlayamadım şahsen." Ben de anlamadım. Kimi hedef göstermişim. Benim bugüne kadar hedef gösterdiğim bir kurum ya da kuruluş olmuş mudur? Varsa söylesinler de bilelim. Ha, eleştirimi eğer hedef gösterme olarak algılayacak kadar Uskan özürlü iseniz pardon der, reçel yapmaya giderim!

Kötü şair olmamış kavun

Bir de topal karga nickli 'kötü şair' var sözü neresiyle söylediğini bilmeyen. Kelime haznemizi geliştirmek için kafiye sıralaması yapmış. Hani derler ya (!) kötü şairi al ekşi sözlük'e entryci yap, dünya gününü görsün diye, öyle yani. Zat zerzevat zat kafiye oluyormuş. "Yüce kültür sanat ademi -bademi" diyerek sirkatin söylemiş. Yetmemiş olmamış kavun olduğu itirafını yapmış, aynaya bakarak. Beni "editü büdütü'leyerek aklınca dalga geçmiş. Kardeş sen şiirini yaz, sonra algılama özrünü giderecek nesirle konuşalım bu meseleleri. Yazamadığın şiirleri enty haline getirip de kendine güldürme, beni de söyletme!

Oda TV'de Kemal Oruç da bir soru sormuş: "Bünyamin Yılmaz'a sorarım: Bir sanat eserinden yola çıkılarak sanatçının yargılandığı veya kurumların kapatıldığı kaç ülke vardır?" Ayrıca bir cevaba gerek var mı, görüşlerim ortada. Kimseye hakaret etmiyorum, eleştirilerimi söylüyorum.

Son sözümü söyleyeyim: Sansüre, tiyatro kapatılmasına karşı olmam, inancıma hakareti hoş karşılayacağım anlamına gelmez. Çağdaşlaşma adına kafamıza vura vura, korkak ve tırsak Müslümanlar oluşturmaya çalıştınız. Bu mesele öncelikli olarak fikirlere saygıyı da beraberinde getiriyor. Lütfen, inanmayabilirsiniz, İslam dininin emir ve gerekleri size zor gelebilir. Ateist ya da deist, ya da farklı anlayışlara mensup olabilirsiniz. Ama saygı çerçevesini muhafaza ediniz. Benden yobazca karşılık bekliyorsanız çok beklersiniz. Benden tiyatro kapattırmayı, hedefe oyuncuları koymamı beklerseniz çoook beklersiniz. Sizin inancınız size, benim inancım bana. Birbirimize hakaret etmemek, tahkir etmemek, söylenmemişi söylenmiş gibi yansıtmamak şartıyla.

Çok şey mi istiyorum yahu!



Bu yazı 4,494 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Şubat 2010 Tiyatro kapattırmışım heyhat!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,891 µs