En Sıcak Konular

Engin Ardıç
Sabah

Engin Ardıç
0 0 0000

Gökten zembille



İktidardan nefret eden ama bir o kadar muhalefetten de yaka silken bazı gazeteciler, "yeni bir parti, yeni bir lider" arayışına girdiler.
Fakat gazete köşesinden memleket yönetilemediği gibi, kâğıt üzerinde muhalefet de yaratılamıyor.
Üstelik bu yeni parti, yeni başkanıyla, yalnız muhalefet bayrağını hemen eline almakla kalmayacak, ilk fırsatta iktidara da gelecekmiş!
Fakat bir yandan bunu söylüyorlar, bir yandan "ufukta böyle bir ışığın, böyle bir gelişmenin görünmediğini" de kabul ediyorlar! Bu hazin çelişki, aklı başında olanlarında burukluk yaratıyor; utanma duygusundan hepten yoksun olanlar da pişmiş kelle gibi sırıtıyorlar...
TÜSİAD başkanı Sayın Arzuhan Yalçındağ'ı bu partinin başında görmek isteyenler çıktı. (Satır arası: "Babana söyle de beni buradan kurtarsın." )
Soytarılık boyutunu her şeye rağmen belli bir sınırda tutmaya çalışanlar da "üçüncü kuşaktan bir İnönü'yü", Sayın Gülsün Bilgehan'ı parlatmayı denemişlerdi...
Sonra, Tuna Bekleviç diye bilinmedik bir gencin peşine takılmayı düşünecek kadar da umarsız kaldılar.
İki gün sonra Deniz Baykal'ın "parlak zaferiyle" sonuçlanacak olan CHP kurultayı sürecinde ortaya atılan alternatif isimleri, kurultayın hemen ertesi günü unutulacakları için burada zikretmeye bile gerek görmüyorum.
Kimileri, bu yeni partinin "sol" olması gerektiğini ileri sürecek, solun en küçük bir şansı olduğunu sanacak kadar bulutlarda geziniyorlar... (CHP sol kimliğe bir kavuşsa iş tamammış... Bunlar ikiye ayrılıyorlar, CHP'nin sol olmadığını bilen ama buna dönüşebileceğini düşünen "light" ahmaklarla, CHP'nin eskiden zaten sol olduğunu ama bundan uzaklaştığı için kaybettiğini sanan "hard" ahmaklar...)
Kimileri daha akılcı... Yeni partinin "liberal demokrat" olması gerektiğini kâğıt üzerinde idrak edebiliyorlar ama ülkede bunu destekleyecek bir sınıf olmadığını, olsa da çok cılız kaldığını göremiyorlar. (İçlerinde hâlâ "merkez sağda birlik" diye saçmalamayı sürdürenler de yok değil. Aslında onlar da, "eskilere", belki Demirel'e, belki Yılmaz'a, hatta belki Çiller'e "ekmek çıkarmayı" umacak kadar küçük ve zavallı insanlar.)
Arkadaşlar, iki yazı "attırmakla" siyaset hayatına yön verebileceklerini sanıyorlar.
Oysa burası Fransa değil, yıl 1830 değil, arkadaşların isimleri de Adolphe Thiers, Armand Marrast, Etienne Arago, Charles Remusat falan değil.
İşin matrağı, içlerinde çamurdan gelenler olduğu gibi, "sciences politiques" okumuş olduklarını söyleyenler de var.
Aynı şeyi biz de okumuş olduğumuz için, gökten zembille parti indirme, hele hele ısmarlama lider yaratma girişimlerine çok gülüyoruz!...
Bu memlekette neler olup bittiğini asla anlamadılar ve anlayamayacaklar. Ne ülkenin yapısını tanıyorlar, ne de halkını.
İçlerinde tek ciddiye aldığım, saygı duyduğum adam, Osman Ulagay.
Yıllar önce "Özal'ı aşmak" gerektiğini söylemişti, bunu yapacak adam çıkacağını sanmıştı, şimdi yanılmış olduğunu acı acı itiraf ediyor. (Özal'ı aşanın aslında Erdoğan olduğunu göremiyor olmasın sakın?)
Fakat huylu huyundan kolay kolay vazgeçemeyeceği için de, şimdi tuttu, bu sefer de "AKP'yi aşmak" diye bir kavram ortaya attı. Bunu başaracak "potansiyel" varmış. Lider de çıkarmış.
Elbette haklıdır. Fakat "teorik" olarak. Uygulamada böyle olamayacaktır.
Görünen gerçekler böyle söylüyorlar, görünmeyen gerçekleri bilemem.
Allah ikimize de ömür verirse, 2018 yılında sevgili Osman ağabey "bir kere daha yanılmışım" başlıklı yazısını yazar, ben de okurum.
Bakalım o zaman kimi aşmayı önerir? Umarım Abüzittin Paşa olmaz bu...


Bu yazı 1,364 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ağustos 2009 Öyle olmayacak Tarhan Bey
    • 3 Ekim 2008 Alman oğlu Alman
    • 16 Ağustos 2008 Solculuk bile yapılır
    • 14 Ağustos 2008 Frikik istiyorlar!
    • 30 Temmuz 2008 Cirmi kadar yer yakar
    • 14 Temmuz 2008 Bizim oğlan okumasın, dersaneci olsun
    • 12 Temmuz 2008 Sıcakta serin yazı
    • 5 Temmuz 2008 Kendini genel başkan sanan genel başkan
    • 28 Haziran 2008 Korporatizm
    • 27 Haziran 2008 Bu, gazetecilik değildir
    • 13 Haziran 2008 Tekniğini merak ettim
    • 11 Haziran 2008 Devr-i saadet
    • 1 Haziran 2008 Memleket mazbut, lakin matbuat...
    • 28 Mayıs 2008 Orada serbest
    • 26 Mayıs 2008 Panpan est un pantin, Zizi est une poupee
    • 25 Mayıs 2008 Psikolojik iç savaş
    • 24 Mayıs 2008 Aslında ödleri patlıyor
    • 21 Mayıs 2008 Lahındayk
    • 19 Mayıs 2008 Sieg heil!
    • 18 Mayıs 2008 Futbolcu aydınlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,248 µs