En Sıcak Konular

Avni Özgürel
Radikal

Avni Özgürel
0 0 0000

Siyasi tarihin ayıplı sayfaları



Türkiye'de asker/sivil yüksek bürokrasinin hışmına uğrayıp yargı önüne çıkarılmış, sonuçta siyaset sahnesinde gözden düşürülüp geriletilebilmiş tek bir siyasi hareket yok!.. Dindarane söylemleri dolayısıyla takibe uğramış, kapatılmış, gözden düşmüş bir siyasi hareket? O da yok!..
Programında sadece 'İtikad-ı diniyyeye hürmetkârız' ifadesine yer verdiği için irtica suçlamasına ve saldırı oklarına hedef olan Terakkiperver Cumhuriyetçi Fırka'nın sıkıyönetimce kapatılıp kurucularının ağır şekilde suçlanması, siyasi ömrü üç ay olan Serbest Fırka'nın yegâne gövde gösterisi olan miting hâlâ akıllarda. İzmir'de çıkan olaylar sırasında ölen cocuğunun cesedini kucaklayıp Serbest Fırka lideri Fethi Okyar'ın konuşma yaptığı kürsünün önüne taşıyan bir vatandaşın 'Feda olsun, yeter ki kurtar bizi bu zalimlerden..' diye haykırışı aradan bunca yıl geçmesine rağmen hâlâ unutulmadı. Serbest Fırka emirle kapandı, ama hâlâ konuşuluyor. Rahmetli gazeteci arkadaşımız Şakir Süter'in Yassıada Mahkemeleri Başsavcısı Altay Ömer Egesel'le ihtilal mahkemesi kararlarının üzerinden yirmi sene geçtikten sonra 1982'de yaptığı söyleşiyi hatırlıyorum. Muhtemel bir erteleme kararını engellemek için idam cezalarının infazında telaş gösteren ve tamamında hazır bulunan Egesel 'Yazık oldu' diyordu. Yirmi beş sene sonra şimdi bir başka yüksek yargıçın halkın üç devlet adamının idam edilmesini coşkuyla karşıladığını söyleyeceğini o dahil kimse tahmin edemezdi tabii..
AKP hakkında açılan dava hukuk sahnesinde nasıl sonuçlanır bilemem. Ama uluslararası siyaset ve tarih sahnesinde, bu davanın açılmış olmasının
dahi tabloyu 'ayıplı sayfalar' hanesine kaydetmeye yeteceğini biliyorum.
Türkiye'nin temel probleminin ne laiklik, ne ekonomi, ne asker/siyaset ilişkisi, ne başka bir şey olmadığını, tek problemin adalet olduğunu yıllardır yazdım, geliyorum. Dünyanın başka neresinde yüksek yargı kurumu üyelerinin ne zaman ve kim tarafından göreve atandıklarına bakılarak kararın hangi yönde çıkacağına dair hesaplama ve yorum yapılabilir ki? Ve daha acısı bu yorumlarda çoğu zaman isabet kaydedilir?
Türkiye ne yazık ki bürokrasinin siyaset mezarlığına dönüştürdüğü ülke görünümünde. On senede bir yeni kadro oluşturmak zorunda kalmanın eskilerin 'kaht-ı rical' dediği devlet adamı yokluğu bedeli var. Bu zihniyetle bizde siyasetin kurumlaşmasını, katılımın genişlemesini, demokrasinin kökleşmesini, politikanın öfke aracı olmaktan çıkmasını beklemek hayal!..
AKP hakkında açılan davanın konusu olan irtica meselesine gelince o da tam bir muamma!.. AKP hakkındaki iddianame de dahil Türkiye'de bu konuda serdedilen hükümlerin neredeyse tamamı kişisel yoruma dayalı.. Nitekim bir kesimin gözünde 'AKP irticai faaliyetlerin odağı'ysa; bir başka kesimin gözünde' Kemalist rejimle uzlaşmış, ABD güdümünde Müslümanlara kurulmuş tuzak!...'
Bürokrasinin iktidarın halk iradesiyle değişmesini beklemeye tahammül göstermemiş olmanın yakın tarihte doğurduğu sonuçlara bakarak bundan ders çıkardığını ummakla hata ettiğimiz açık. 28 Şubat'ta yaşadığımız ve aklımıza getirmek istemediğimiz sakillikler dizisi belli ki kimseye bir şey öğretmemiş.
Ama bugünün karanlık fotoğrafına bakıp durum hep böyleydi demek haksızlık olur. Yakın tarihimizde yüzakı hukukçular da gördük. 27 Mayısçılar Demokrat Parti mensuplarını yargılamak için kurmayı düşündükleri mahkemenin başkanlığına dönemin Yargıtay Başkanı İhsan Köknel'i ya da hukuk doktorasını Cenevre'de yapmış Başsavcı Ahmet Hikmet Gündüz'ü düşünmüşler; onlardan 'hayır' cevabı alacaklarını akıllarına bile getirmemişlerdi.. Bu iki hukuk adamı ihtilal kadrosundan gelen yoğun baskıya, hatta gözdağına rağmen düşünülen yargılamanın hukuk ve adalet anlayışlarıyla bağdaşmadığını söyleyerek görev kabul etmediler. Uygun kişi bulunamadı mı, bulundu elbette: Salim Başol. Mahkemeye 'Yüksek Adalet Divanı' adının verilmesinin mucidi 1954'te Demokrat Parti'li Adalet Bakanı Osman Şevki Çiçekdağ tarafından Yargıtay üyeliğine atanan (O yıllarda Yargıtay hâkimleri Adalet Bakanı tarafından atanıyordu) ve ihtilal öncesi
1. Ceza Dairesi Başkanlığı yapan kişiydi Başol...



Bu yazı 2,001 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2010 Doğum gününde sevgiliyi hatırlamak...
    • 3 Ekim 2008 Gerçek gündem ve eğlence
    • 14 Ağustos 2008 Bir test, 2 bin ölü!
    • 30 Temmuz 2008 İddianamenin şifresi
    • 12 Temmuz 2008 Ordu ne düşünür?
    • 2 Temmuz 2008 AKP davası ve Ergenekon
    • 26 Haziran 2008 Travma!...
    • 21 Haziran 2008 Yeni dönemde Tayyip Erdoğan ve...
    • 12 Haziran 2008 Yargı kılıf işlevi görmeye başlarsa!..
    • 28 Mayıs 2008 Kritik dönemeç
    • 21 Mayıs 2008 Mahkeme nasıl kışkırtılır?
    • 14 Mayıs 2008 Sahtelik, devlet ve siyaset
    • 8 Mayıs 2008 Erdoğan’ın yol haritası
    • 30 Nisan 2008 CHP değişirse her şey değişir!..
    • 23 Nisan 2008 Laikliği masaya yatırmak!
    • 16 Nisan 2008 Perdeyi kaldırmak
    • 9 Nisan 2008 AKP nasıl kurtulmaz?
    • 2 Nisan 2008 Tayyip Erdoğan
    • 26 Mart 2008 Başımıza gelenler...
    • 19 Mart 2008 Siyasi tarihin ayıplı sayfaları

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,397 µs