En Sıcak Konular
Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Mobil fuhuşta viagra etkisi...
Makro iktisat dersinden çıktığımda, öğle sonrasının ilerlemiş saatleriydi... Esintili bir hava, bahar güneşiyle oynaşıyordu. Günlük hayatın akışıyla kafamdaki yazı konuları arasındaki son durumu somutlaştırmak için olup bitene yeniden göz gezdiriyordum.
Bir ara bizim star Gazetesi’nin web sayfasına da girdim. Bir yandan sitenin göbeğinde aktif bir şekilde dönüşümlü olarak ‘ben buradayım’ diyen manşetlik 10 habere...
Diğer yandan da site okurunun nabzını tutan ‘en çok okunanlar’ sütununa göz attım.
* * *
‘En çok okunanlar’ listesi sosyolojik ipuçları veriyordu...
Siteye girdiğim saat itibariyle en çok okunan ilk dört haber şunlardı:
‘Toplum farklı olana saygılı...
Kardeşler ama 4 çocukları var...
New York valisini yakan kadının kimliği belli oldu!... Bülent Ersoy’un askerlik fotoğrafı ortaya çıktı...’
* * *
Geri kalanlar da şu şekilde sıralanmaktaydı:
‘Çınarcık depremi büyük bir depremin habercisi mi?
Onun reçetesinde Viagra var...
İran’da seks skandalı...
Düğmeye Topbaş bastı...
O bomba Kanoute...
Ronaldo canavara çalım atamadı...
Kadıköy’de mobil fuhuş baskını...’
* * *
Başbakan Erdoğan’ın, DTP’ye neden randevu vermediği...
Eski MHP’li milletvekilinin PKK operasyonunda göz altına alınan kızı...
Bugün uyarı eylemi yapacak olan Emek Platformunun açıklamaları...
Manşetlik on haber içinde yer alıp da okurun ilgisini çekmeyen haberlerdi.
Okura ulaşamayan iki manşet haber daha vardı:
Bunlardan birisi sürekli kanayan bir sosyal yara haline gelmiş Tuzla tersanelerinden gelmekteydi.
Tuzla tersaneler bölgesinde, kızakta bulunan bir geminin makine dairesinde meydana gelen patlamada 3’ü ağır 5 işçi yaralanmıştı.
İlk bilgilere göre, kızaktaki 220 metre uzunluğundaki bir geminin makine dairesinde, dün saat 11.00 sıralarında patlama meydana geldi.
İtfaiye ekiplerinin olay yerindeki çalışmalarının sürdüğü bilgisi dışında gelişmelerin ne olduğu henüz bilinmiyordu.
Doğrusu bunu fazla garipsemedim:
Çünkü bir zaman önce tersanedeki bir işçi suya düşerek boğulmuş ve cesedi 24 saat denizde kalmıştı.
* * *
Kimsenin ilişmediği son haber ise aslında tümümüzün üzerine gelen bir tsunami gibiydi.
ABD Merkez Bankası FED’in sürpriz bir şekilde piyasalara 200 milyar dolar kaynak sağlama kararı piyasaların ateşini düşürmeye yetmemişti.
Alınan önlemlerin kredi piyasalarında yaşanan krizin çözümünde yetersiz kalacağı korkuları, dün gün boyunca dünya genelindeki borsalarda büyük çapta düşüşlere yol açarken, dolar Japon yeni karşısında son 12 yılın en düşük seviyesine inmişti.
Son yıllarda küresel finans piyasalarında fırtına gibi esen ve dünya genelinde yön verdikleri kaynağın büyüklüğü 2 trilyon dolara yaklaşan ‘hedge fon’lar (Yüksek Riskli Yatırım Fonları), ABD’de konut kredilerinde yaşanan krizle başlayan dalgalanmanın ardından çöküşün eşiğine gelmiş bulunmakta...
Amerikan Merkez Bankası FED’in, likidite sıkışıklığını çözmek amacıyla dünyanın önde gelen merkez bankalarıyla birlikte piyasalara 200 milyar dolarlık fon sağlama kararı aldığı aynı günde...
Aktif büyüklükleri 4 milyar doları bulan 7 hedge fon kritik noktaya geldi.
Öyle ki yatırımcıların paralarını çekmeleri engellendi
Adını gizleyen bir finans uzmanı, söz konusu fonların her gün çatırdayarak batmakta olduğunu söylüyordu.
* * *
Bu ne demek?
Bu, 200 milyar dolarlık bono ihracının Wall Street’deki krize pek de çare olamayacağının itirafı demek.
Öğle üzeri girdiğim makro iktisat dersinde özetleyerek anlattığım ekonomi tarihi galiba yeni bir evreye girdi.
ABD’nin sanayi yapısındaki üretim anlayışı bilgi ekonomisini epeydir yakalamış gözüküyor.
Zaten Silikon Vadisi’ndeki göstergeler de sanayi sonrası üretim performansında sorun olmadığını anlatmakta.
Ama gel gör ki ABD’de kalbi Wall Street’de çarpan finans dünyası hala bir önceki dönemde, yani sanayi döneminde mıhlanıp kalmışa benziyor. Zaten geriye dönüşü olmayan bu kadar çok gayrimenkul kredisinin dağıtılmış olması da bunu ispatlıyor.
Sanayisi bir sonraki dönemde, finans anlayışı ise bir önceki durakta bulunan bir toplumsal resim krizin ta kendisidir.
Zaten kriz, eski yapının mevcut hali taşıyamama durumudur.
Amerika’daki bu görüntü, krizin derin ve uzun vadeli olabilme riskini epeyce artırıyor.
Üzerimize gelen tsunami benzetmesini bu nedenle yapıyorum.
* * *
Yaşamın ağırlığından bunalmış ve ferahlamak isteyen kimi okurları ne kadar ilgilendirir bilemem ama bu tespitler doğru çıkarsa ittire kaktıra idame ettirmeye çalıştığımız günlük hayatın çok zorlanacağını ve krizin, müşterileri viagra almış bir mobil fuhuş aracı gibi hızla üzerimize geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Kim bilir, belki de okur olarak bu FED haberi ile ilgilenmememizin nedeni, bilinçaltındaki bir korkudur.
Bu yazı 1,295 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle