En Sıcak Konular
Star
Mehmet Altan
0 0 0000
Bekle beni sevgilim...
Bekle beni, döneceğim ben.
Çok çok, bıkmadan bekle!
Sarı yağmurların
Hüznü basınca,
Kar kasıp kavururken,
Kızgın sıcaklarda... bekle.
Başkaları dünden unutulmuşken,
Beklenmedikleri zaman bekle.
Uzak yerlerden mektuplar kesilince
Bekle beni.’
Dünyanın belki de en bilinen savaş şiiri olan ‘Bekle Beni’nin yazarı Konstantin Simanov, bu şiiri áşık olduğu Valentina Serova için cephede, ateş altındayken yazdı.
Şiir bütün bir savaşın ve koskoca bir umudun simgesi olarak ezberlendi, şarkı haline getirilip söylendi.
***
‘Birlikte bekleyenlerin beklemekten
Usandığına bakma, bekle.
Bekle beni, döneceğim’
Stalingrad kuşatmasında Kızıl Yıldız gazetesinin cephedeki muhabiri, mermilerin, topların, uçakların, hepsinin savaşın ortasında birden sustuğu, sesin kesildiği bir gecede, dinlenmek için yere çömeldiğinde cephedeki askerler hep bir ağızdan bir şarkı söylemeye hazırlandılar.
Aynı zamanda rütbeli bir subay olan muhabir; birazdan askerlerin söyleyecekleri şarkıyı tahmin etmeye çalışırken askerler hep bir ağızdan çok hüzünlü bir şarkı söylemeye başladılar...
***
‘Unutmak zamanı geldiğini
Ezbere bilenleri
Hayırla anma!
Varsın oğlum, annem
Hayatta olmadığıma inansın,
Dostlarım beklemekten usansın,
Ocak başında toplanıp
Acı şarapla
Yadetsinler beni.
Sen bekle, onlarla birlikte
İçmekte acele etme.’
Kızıl Yıldız Gazetesi’nin muhabiri, şarkının melodisini ilk kez duyuyordu ama sözlerini ezbere biliyordu.
Şarkı cephedeki bir askerin, ardında bıraktığı ve deli gibi sevdiği kadına yakarışını anlatıyordu.
Herkesin her dakika can verdiği bu korkunç savaşta aylardır kendisinden haber alınamayan asker, son bir umutla sevdiği kadına:
‘’Kimseler beklemezken bekle beni’’ diyordu...
‘’Bir tek sen olsan bile bekleyen beni, döneceğim bekle beni.’’
***
‘Bekle beni; döneceğim,
Bütün ölümleri çatlatmak için
Döneceğim!
‘Şansın varmış...’ desinler.
Beklemedikleri için,
Beni bekleyerek
Düşman ateşinden
Nasıl koruduğunu anlayamazlar.
Sağ kalışımın sırrını yalnız
Senle ben bileceğiz...
Bütün sır.. senin
Başkalarının bilmediği gibi beklemeyi
Bilmende.’
Bu şarkıyı, daha doğrusu bu şiiri kendisi yazmıştı!
Nazi kuşatmasının ağırlaştığı cephede bir gecede bu şiiri yazmış ve Moskova’ya giden bir askere şiiri vermiş ve onu çalıştığı Kızıl Ordu gazetesine götürmesini söylemişti ama o günden sonra ne askerden ne de gazetesinden bir haber alamamıştı.
Şaşkınlığı bundandı işte.
Oysa asker şiiri gazeteye ulaştırmış, şiir gazetede yayınlanmış, sonra askerlerden biri şiiri görmüş, onu kesmiş ve Stalingrad yakınlarındaki nişanlısına göndermişti.
Şiirden etkilenen kız da bunu arkadaşlarına gönderince, ortaya o ünlü Bekle Beni fırtınası çıkmıştı.
Bu şiir, Ortodoks Kutsal metinlerden sonra Rus halkı tarafından en çok okunan ikinci metin oldu.
***
Bir bekleyeni varsa...
İnsan her şeyin üstesinden gelir.
Şiir öyle söylüyor.
***
Sevgililer gününüz kutlu olsun.
Bu yazı 791 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Oku bakayım...
-
16 Ağustos 2008
Beş yıl önce neredeydiniz?
-
14 Ağustos 2008
Ahmedinejad’la...
-
12 Ağustos 2008
Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
-
31 Temmuz 2008
‘Kapatma ama hırpala..’
-
14 Temmuz 2008
MİT’in Ergenekon listesi...
-
12 Temmuz 2008
İran savaşı yaklaşıyor mu?
-
10 Temmuz 2008
Ölümün askerleri
-
8 Temmuz 2008
Öksüz Çocuk Eldiveni...
-
5 Temmuz 2008
Dağbaşı
-
28 Haziran 2008
Bir Türk neye bedel?
-
26 Haziran 2008
Türkiye-Almanya
-
21 Haziran 2008
‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
-
13 Haziran 2008
Gerçekten cevap bu mu?
-
11 Haziran 2008
Askeri sopa ile özen...
-
2 Haziran 2008
Elitist mi, kitlesel mi?
-
1 Haziran 2008
Sizi muhatabınız belirler...
-
28 Mayıs 2008
Sivas’ın doğusu...
-
25 Mayıs 2008
Danıştay ne karar verecek?
-
24 Mayıs 2008
Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle