En Sıcak Konular

Hasan Karakaya
Vakit

Hasan Karakaya
0 0 0000

Medeniyetler İttifakı’nı gölgeleyen Cinayet Müttefikleri!



Her zaman söylüyorum, yine söyleyeceğim... "Olayın ne olduğu" değil, "nasıl göründüğü" veya "nasıl gösterildiği" önemlidir... 
 
 
Evet, olay "tek"tir... Ama bu olaya; "kimin, hangi pencereden baktığı" önemlidir... Hani; "Demek ki oradan öyle görünüyor" diye bir hikâye var ya, işte öyle bir şey...
Ben, buna örnek olarak hep Köroğlu'nu gösteririm.. Köroğlu; "gariban"ların, "ezilmişler"in, "horlanmışlar"ın ve "zulüm görenler"in gözünde, kısacası "halk"ın gözünde bir "kahraman"dır!.. Ama, aynı Köroğlu, meselâ "devlet"in, meselâ "Bolu Valisi"nin gözünde bir "anarşist"tir, bir "terörist"tir, bir "militan"dır!..
Peki, burada "kimin dediğine" itibar edeceğiz?..
"Halk"ın mı, "Bolu Valisi"nin mi?.. Eğer, "devletten nemalanan" veya "Vali'den beslenen" biri iseniz, elbette Bolu Valisi'ne itibar edecek ve Köroğlu'nu "onun gözüyle" göreceksiniz!..
Yook, "haksızlık"lara ve "zulüm"lere maruz kalan biri iseniz; sizin gözünüzde Köroğlu bir "kahraman"dır!..
Bir "halk kahramanı!"
Demek istediğim şu:
Bazı "kavram"lar vardır ki; "göreceli"dir!..
Bir insan veya olay, "güzel" veya "çirkin"dir!..
Ama, "kime göre" güzel veya çirkin?..
Meselâ, Leyla ile Mecnun... Birçoklarına göre Leyla; "kara-kuru bir kız"dır... Mecnun'a, "Uğruna çöller aştığın kız bu mu?" dediklerinde, Mecnun'un cevabı şu olur:
"Ona, bir de benim gözümle bakın!"
Evet, Mecnun'un gözünde Leyla, uğrunda çöller aşılacak "dünya güzeli" bir kızdır!..
HEDEF MUSEVİLER DEĞİL, İSRAİL!
Dedim ya; "olay"ın veya "insan"ın "ne" olduğundan ziyade, onun değerlendirilmesinin "kimin tarafından yapıldığı" ve bu değerlendirme esnasında "hangi pencereden bakıldığı" önemlidir!..
Şimdi, bütün bunlardan hareketle İsrail'e gelmek istiyorum... "Terör Devleti" İsrail'e!..
Biliyorsunuz;
İsrail'e yönelik tüm "eleştiri"ler, tüm "suçlama"lar hemen her defasında "Musevi düşmanlığı" yani "Antisemitizm" olarak yaftalandı, yaftalanıyor!..
İsrail, kendisine yönelik her "eleştiri" ve "suçlama"nın "Musevi olmalarından" kaynaklandığını iddia ederek, "zeytinyağı" gibi üste çıkmaya çalıştı/çalışıyor!..
Ne var ki; suçlamaların hedefi "musevi" olan İsrail halkı değil, "devlet terörü" estiren İsrail yönetimidir!..
Bu ikisini birbirinden ayırmak, asla birbirine karıştırmamak lâzım!..
Bunu, hep söylüyoruz!..
Ancak, yine de "Yahudi düşmanı" olarak yaftalanmaktan kurtulamıyoruz.
Oysa biz, "Yahudi düşmanlığı" değil, "İsrail'e düşmanlık" yapıyoruz!..
Peki, niye düşmanız İsrail'e?..
ŞEYH AHMET YASİN ÖRNEĞİ
Sadece bir örnek yeter:
Şeyh Ahmet Yasin gibi; hem "yaşlı" ve hem de "felçli" bir adamı, bir "sabah namazı" sonrasında, mahkûm olduğu "tekerlekli sandalye"de, hem de "füze ile" paramparça edersen, üstelik de bu "katliam" eylemini "Bakanlar Kurulu kararı"yla yaparsan, ben de buna karşı çıkar, "İsrail kudurdu" veya "İsrail azdı" dersem; söyleyin Allah aşkına, bu sözler "Yahudi düşmanlığı" mıdır?..
Bir "Müslüman" olarak, bu "vahşet"e, bu "dehşet"e, bu "insanlık dışı saldırı"ya elbette karşı çıkacağım!..
Zira, "kahpece" öldürülen, bir "Müslüman"dır!..
Ama, bu barbarlığa, bu sapıkça saldırıya karşı çıkmak için, "Müslüman" olmaya da gerek yok...
Eğer "ot" değilse, eğer "duygusuz bir robot" değilse, "insan" olan herkes karşı çıkar böyle bir saldırıya!..
Düşünebiliyor musunuz;
Şeyh Ahmet Yasin denilen adam, bir "yaşlı"dır!..
"Kötürüm"dür!.. "Tekerlekli sandalyeye mahkûm"dur!
"İsrail aleyhinde bir eylem" için değil, "namaz" için camidedir!..
İşte bu yaşlı adamın hasta ve mecalsiz bedeni, hem de "helikopterden atılan füze ile" paramparça edilmiştir!.. Üstelik, "İsrail Hükümeti"nin kararıyla!..
Şimdi, siz olsanız ne yaparsınız?..
Bu "sadistlik", bu "sapıklık" karşısında "isyan" edip de "İsrail'e lânet" okumaz mısınız?..
Tabiî, "ot" değilseniz!..
Tabiî, "robot" değilseniz!..
Tabiî, "insan"sanız!..
Peki, bu "isyan"ınız, bu "lânet"iniz "İsrail yönetimine" midir, yoksa "topyekün musevilere" mi?..
İsrail, "yavuz hırsız, ev sahibini bastrır" misali; bu "isyan" ve "lânet"lerin "yönetime" değil de, "Yahudi halkı”na yönelik olduğunu iddia ediyor!..
Dolayısıyla zırvalıyor!..
Ancak, ne kadar zırvalarsa zırvalasın, "mızrağı çuvala sığdırmaları" mümkün değildir!..
Yapılan iş "terör"dür, "insanlık dışı"dır, "sadistlik"tir, "barbarlık"tır!..
Haaa, bunu, mensubu oldukları "Musevilik" adına yapıyorlarsa, işte o zaman "Yahudi terörü" suçlamasını, en başta kabul ediyorlar demektir!..
GAZZE’DE HER GÜN KATLİAM!
Aslına bakarsanız; bir tek Şeyh Ahmet Yasin'in katlediliş şekli bile İsrail'i "mahkûm" etmeye, "terör devleti" olduğunu kanıtlamaya yeterlidir!..
Ancak, aynı İsrail'in son birkaç gündür Gazze'de gerçekleştirdiği "cinayet" ve "soykırım"lar, onların ne kadar "insanlıktan nasipsiz" olduklarını görmeye ve göstermeye kâfi gelir!..
Önce, bir "Gazze fotoğrafı" sunayım sizlere!..
- Yaklaşık iki milyon Filistinlinin ikamet ettiği Gazze sahil şeridinde büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.
- Kayseri büyüklüğündeki Gazze'nin, Hamas yönetiminin kontrolü altına girmesinden sonra İsrail'in 18 Temmuz'da başlattığı Filistinlileri dünyadan tecrit etme ve katliam operasyonu sürüyor.
- İsrail tarafından dış dünya ile bağlantısı kesilen Gazze'de açlık, karanlık ve bulaşıcı hastalıklar had safhada.
- Gazze'nin en büyük hastanesinde, İsrail'in anestezi gazı ithalatını yasaklaması sebebiyle ameliyatlar yapılamıyor. Bu yüzden çok sayıda Filistinli çocuk hayatını kaybetti.
- Halk ısınmak için gaz ve fuel oil bulamıyor. Özellikle hastanelerde kullanılan fuel oil tükenme noktasında... İsrail, saldırılarda yaralanan ve hayatını kaybeden Filistinlilerin olay yerinden kaldırılmasına izin vermiyor.
- İsrail askerleri, yaralıları hastanelere götürmek isteyen ambulanslara ateş açıyor.
- Saldırılardan önce 4'te 3'ü yoksulluk sınırında yaşayan Gazzeliler, kıtlık tehlikesiyle yüz yüze. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre bölgede yaşayan 830 bin çocuk, insani bir krizle karşı karşıya. İsrail'in elektrik santralını vurmasının ardından enerji sıkıntısının yaşandığı bölgede sağlık, içme suyu, kanalizasyon gibi temel hizmetler durma noktasına geldi. Bölgedeki ekonomik kriz, sınırların kapatılmasıyla daha da derinleşirken, işyerleri bir bir kapatılıyor. Kısacası, elektrik de yok, su da!..
İSPANYA’DAKİ MEDENİYET FORUMU
İşte böyle bir Gazze'de; özellikle son birkaç gündür tam bir "soykırım" uyguluyor İsrail!... "Taş üstünde taş, omuz üstünde baş" bırakmamacasına bombalıyor Gazze'yi!..
Son 6-7 yılda, toplam "2 bin 400 Müslüman" şehid oldu... Yaralıların sayısı ise, onbinlerce!..
Peki, bu "saldırı"ları, bu "bombardıman"ları, bu "katliam"ları ne zaman yapıyor?..
Tam da, İspanya'nın başkenti Madrid'de "Medeniyetlerarası İttifak" forumlarının yapıldığı günlerde!..
Düşünebiliyor musunuz;
360 kilometrekarelik incecik bir şeride tıkıştırılmış, etrafları kuşatılmış, açlığa mahkûm edilmiş, dünyadan yalıtılmış 1.5 milyon Filistinli her gün bombalanarak, her gün kurşunlanarak yaşıyor!..
İşte böyle bir ortamda, 80 ülke ve uluslararası örgütün katıldığı bir "forum" yapıldı dün İspanya'da...
Başbakan Tayyip Erdoğan, forumun açılışında bir konuşma yaptı ve şunları söyledi:
"Sermaye, bilgi ve değerlerin hızla küreselleştiği dünyamızda maalesef nefret, korku ve hoşgörüsüzlük de küreselleşiyor... Bu süreçte toplumların birbirini daha iyi tanıması, yanlış anlamaların artık ortadan kalkması beklenirken, önyargı ve çatışmaların derinleşmesi gibi bir tehditle karşı karşıya bulunuyoruz...
Oysa bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olduğu dünyamızda kültürler ve dinler arasındaki mesafenin de daralması beklenmeli diye düşünüyoruz. Ancak çok çeşitli sebeplerden dolayı bu mesafenin daralmadığını, tersine daha da açıldığını gözlemliyoruz.
Dünyanın hangi ülkesinde, hangi inanç dairesine mensup olursa olsun dünyaya söyleyecek sözü olan herkes, fanatizmle mücadele etmek durumundadır."
Gerçekten de;
"Sermaye"nin, "bilgi" ve "değer"lerin hızla küreselleştiği dünyamızda, "nefret, korku ve hoşgörüsüzlük" de küreselleşmiyor mu?..
İsrail'in yaptığı, diplomatik tabiriyle "hoşgörüsüzlük" değil midir?...
Bu alçakça saldırılar, "nefret ve korku"yu körüklemeyecek midir?..
İSRAİL’İNKİ CİNAYET MEDENİYETİ!
Peki böyle "barış" sağlanır mı?..
Böyle "ittifak" kurulur mu?..
Evet, böyle "medeniyet" olur mu?..
"Kan, barut, dehşet, vahşet, katliam ve soykırım" üzerine "medeniyet" inşa edildiği nerede görülmüş?..
Eğer, bu da bir "medeniyet" ise, herhalde "cinayet medeniyeti"dir!..
Şu hale bakın; İspanya'da "Medeniyetler İttifakı"ndan söz edilirken, Gazze üzerinde "Cinayet ittifakı" kuruluyor!.. ABD'siyle kuruluyor, Avrupa'sıyla kuruluyor!.. İsrail’in saldırılarının, tam da “Bush’un İsrail gezisinin hemen ardından” başlaması bir tesadüf(!) müdür?
Hayır, "medeniyet" bu değil!.. Böyle "medeniyet" olacaksa, batsın bu "medeniyet"! Zira “cinayet” ile “medeniyet”  kelimeleri, birarada anılacak en son iki kelimedir!..
Ama, İsrail bunu başardı... İşlediği "cinayet"leri "medeniyet" diye kakaladı dünyaya!.. Dünya da, bunu yuttu!..
Belki de, "antisemitist" suçlamasına maruz kalmamak için yuttu!..
Ama, hayır. Ben hâlâ ısrarlıyım:
İsrail; bir "terör devleti"dir!..
İsrail; "caniler topluluğu" tarafından yönetilen bir ülkedir!..
İsrail, "cinayet"lerden zevk alan "sadistlerin, teröristlerin ve sapıkların işgali" altındadır!..
Bu yargı, elbette "bana göre"dir!..
Bana, yani "Müslümana göre!"
Ama, söylemek gerekir ki;
Her kim, "ben insanım" diyorsa, İsrail'in bir "terör devleti" olduğunu kabul edecektir!..
Öyle ya, "gerçek"ler gizlenemez!..
----------
Dans ödülü!
Ne desem acaba?.. "Bir yaşıma daha girdim" mi desem, "40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi" mi desem... Ne yalan söyleyeyim, haber yayın kurulunda okunduğu sırada "ağzım açık" kaldı...
Bereket ki "yaz" mevsimi değil!.. Yoksa, sinek kaçardı!..
Efendim, beni böylesine şaşkınlığa düşüren olay, bir "askeri öğrenci"ye, "dans ödülü" verilmesi oldu...
Muhabirlerimiz, işin içine "misyoner"leri filan da karıştırmış ama, benim umurumda değil!.. Ben, hâlâ "dans ödülü"ndeyim!..
Bugüne kadar, "askeri öğrenciler"in çeşitli kabiliyetlerinden dolayı ödüllendirildiklerini duymuştum ama, "dans ödülü" aldıklarını ilk defa duydum!..
Hani, "tabancayla atış" ödülü alabilirler!.. "Eskrim" ödülü alabilirler!.. "Ok atma" ödülü alabilirler!.. "Uzun atlama" veya "yüksek atlama" ödülü de alabilirler!.. Ne bileyim, "dağa tırmanma" ödülü de alabilirler, "paraşütle atlama" ödülü de!..
Ama, "dans" etmenin veya bundan dolayı "ödül" almanın "askerî" bir tarafını göremedim ben!.. Merak ediyorum; mesela Kandil'e gittiklerinde "PKK'lı kızlar"la sarmaş-dolaş dans mı edecek bu öğrenciler?..
Değilse, bu "dans" da neyin nesi?..
Hadi, "dans" neyse de, bu "ödül" de nereden çıktı?..
Ne yalan söyleyeyim; bir yaşıma daha girdim!..
 


Bu yazı 1,391 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 CHP’nin asıl derdi, halktan kopukluk!
    • 16 Ağustos 2008 Kur’an Kursu’na düşman... Rusya’ya danışman!
    • 14 Ağustos 2008 28 Şubat sürüyor... Yoksa Kıvrıkoğlu haklı mıydı?
    • 14 Temmuz 2008 “General” olunabilir... Ama “adam”lık, zor iş!
    • 12 Temmuz 2008 “Darbe girişimleri” yetmediyse “suikast” verelim!
    • 21 Haziran 2008 “Sahtekâr kahpe”lere mahkeme tescilli cevabımdır
    • 13 Haziran 2008 Onlara dokunan yok... Millete gelince, vur abalıya!
    • 12 Haziran 2008 Onlar için “millet”in hiç önemi yok!
    • 1 Haziran 2008 Kamuoyu CHP’den açık bir özür bekliyor
    • 28 Mayıs 2008 Tarassut Köpeği işbaşında... Mı acaba?!?
    • 25 Mayıs 2008 Bu işlerde Mason parmağı var mı, yok mu?
    • 24 Mayıs 2008 “Teslis”leri boşverin, gelin “tesis”leri gezelim!
    • 21 Mayıs 2008 Bu millet, CHP’yi niye iktidar yapmıyor!
    • 14 Mayıs 2008 İsimleri yerli, cisimleri yabancı ünlüler!
    • 9 Mayıs 2008 Böyle bir Yargı'ya; gel de güven, güvenebilirsen!
    • 8 Mayıs 2008 Mutlu’yum... Mutlu’sun!.. Mutlu’lar!.. Zafer Mutlu’lar!
    • 7 Mayıs 2008 Kurt’ta bahane, Savcı’da delil (!) bitmez!
    • 6 Mayıs 2008 “Haneye tecavüz”ün adı “gazetecilik” olmuş!
    • 3 Mayıs 2008 Özgürlük ve demokrasi ya herkese, ya hiç kimseye!
    • 30 Nisan 2008 Sanki ikinci 28 Şubat... Hep aynı film!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,414 µs