En Sıcak Konular

Ali İhsan Karahasanoğlu
Vakit

Ali İhsan Karahasanoğlu
0 0 0000

YÖK Başkanı Özcan, Sezer ile aynı görüşte!



YÖKBaşkanı Yusuf Özcan’ın, başörtü yasağına karşı çözüm arayışında ifade ettiği “mevzuat değişikliğine gidilmeden yasak kalkabilir” yaklaşımının arkasındaki hukuki dayanak, aslında önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in dile getirdiği bir görüş.. Şaşırdınız değil mi?
Necdet Sezer gibi yasakçı bir adam, nasıl olur da “türban yasağı uygulanmaz” diye bir görüş ileri sürebilir diye afalladınız değil mi?
Yok canım, şaka yapmıyorum, önceki cumhurbaşkanının şifahi bir açıklamasını çarpıtarak bu sonuca varmıyorum!..
Şu an başörtü yasakçılarının, kendilerine dayanak olarak aldıkları, Anayasa Mahkemesi’nin 1990/36 esas ve 1991/8 karar sayılı, 9.4.1991 tarihli kararına Necdet Sezer’in muhalif kaldığı karardan size aynen alıntılıyorum: “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının etkisiz kılındığı savı da bu nedenlerle yerinde bulunmamıştır. Lâiklik konusunda, Anayasa Mahkemesi’nin önceki bölümlerde sözü edilen kararlarıyla belirlenen ilkeler ve Anayasa’ya uygunluğun koşulları, geçerliliğini ve Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasının öngördüğü anlamda bağlayıcılığını devam ettirmektedir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kuralın, Anayasa’nın 153. maddesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Mustafa ŞAHİN, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Güven DİNÇER ve Haşim KILIÇ bu görüşe katılmamışlardır.”
Konu biraz teknik ifadeler içeriyor, ben anlaşılır şekilde özetleyeyim isterseniz.
1989 yılında Yükseköğretim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile çıkarılan “Dini gerekçelerle türban takılması serbesttir” maddesi, darbeci Kenan Evren’in açtığı dava sonunda, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Mahkeme kararında, “Kanunlarda, ‘Dini gerekçe’ diye bir tanımlama yer alamaz” denilmişti.
TBMM, 1990 yılındayeni bir kanun çıkardı, bu sefer “dini gerekçe” ifadesini kullanmadı. “Kılık kıyafet serbesttir” hükmünü getirdi.
Bunun da iptali için SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ve bazı milletvekilleri tarafından dava açıldı.
Bu davada, talep şu idi: “Anayasa Mahkemesi, türban kullanılmasının serbestliğini iptal etti. Şimdi yeni kanun da aslında aynı sonucu doğuracak bir düzenleme getirdi. Bunun da iptali gerekir.”
Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğu ise şu görüşte idi: “Evvelki kararımız ile türbanın üniversitede yasak olduğunu belirttik. Şimdi yeniden aynı kararı vermeye gerek yok.”
Azınlıkta kalanlardan Necdet Sezer’in görüşü ise farklı idi.. O, iki arkadaşı ile ortak imzaladığı muhalefet gerekçesinde aynen şu ifadeleri kullanıyor: "Dava konusu kural (kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir hükmü), yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafeti tümüyle serbest bırakmaktadır. Bu serbestî; dini inanç gereği giyilebilecek her türlü giysiyi ve bu arada niteliği ve amacı 7.3.1989 gün ve 1989/1-12 sayılı iptal kararı ile saptanan türban veya başörtüsünü de serbest bırakmayı kapsamaktadır ve evvelce iptal edilen hükümden farklı değildir. Her iki hüküm de aynı kapsamda olup aynı amaca yöneliktir.”
Böylece ne demiş oluyor sayın Sezer?
“Yeni maddeyi de iptal etmeliyiz.Çünkü bu madde türban serbestliğini getiriyor.”
www.anayasa.gov.tr’ye girip, ilgili kararı bulduğunuzda görebileceğiniz bu gerekçeden hareketle, şu yorumu yaparsak, sayınSezer’in kastını aşmış olur muyuz: “Kanun iptal edilmezse, türban serbest olur!”
Niye kastını aşmış olalım ki, SayınSezer, laf olsun diye mi yazıyor o itiraz gerekçelerini? Açık açık anlatıyor, “Yeni maddeyi de iptal etmemiz gerekir. Eski iptal edilen madde ile, aynı kıyafet serbestliğini getiriyor” diyor.  “Yeni kanunun anlamı üniversitelerde kılık kıyafetin tümüyle serbest olmasıdır” diyor.. Bu ifadeler açıkca, “Madde iptal edilmezse, türban serbest kalır” demek değil midir?
Bence aynen öyledir.
Peki Sezer’in, “türbanı serbest bırakıyor” dediği o madde, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş midir?
Hayır.
Demek ki, SayınSezer’in görüşüne göre, aslında Anayasa Mahkemesi, kanunu iptal etmeyerek, bugün üniversitelerde kılık kıyafetin tümüyle serbest olmasını emreden kanun maddesinin yürürlüğüne dokunmamıştır!
İşte yeni YÖKBaşkanımız da, anlaşılan bu yoruma üstünlük sağlayarak, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmediği  kanundaki “Kılık kıyafet serbesttir” hükmünü hayata geçirmek istiyor.
Bunun için de, yeni bir anayasa değişikliğine, kanun değişikliğine gerek olmadan, fiilen serbestliğin sağlanabileceğini söylüyor.
Bence yerden göğe kadar haklı..
Madem ki, şu an yürürlükte olan kanunlarda kılık kıyafet ile ilgili yasaklayıcı bir düzenleme yok; tam aksine “kılık kıyafet serbesttir” diye açık bir düzenleme var, o halde herhangi bir kanun değişikliğine gidilmeden, başörtü üzerindeki fiili yasak kaldırılabilinir.
Mevcut kanunu, önceki cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in anladığı manada okumak ve de yorumlamak bunun için yeterli!..


Bu yazı 1,368 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Anlayana sivri sinek anlamayan davul zurna sinek ee..
    • 16 Ağustos 2008 Maliye Bakanlığı cevap verdi, ya diğerleri?
    • 14 Ağustos 2008 Fikret Bila, namazdan niye rahatsız oluyor?
    • 14 Temmuz 2008 Onların gücü, bizim ‘dik duruş’ eksikliğimizden!
    • 12 Temmuz 2008 Yasakçı Tuğcu, böyle saçmaladı!
    • 5 Temmuz 2008 Ergenekon’da öyle, AK Parti’yi kapatmada böyle!
    • 28 Haziran 2008 RTÜK bile uyursa, Anayasa Mahkemesi ne yapacak ki?
    • 27 Haziran 2008 “Bedevi”nin arkasındaki gerçek!
    • 21 Haziran 2008 Doğan saldırılarının arkasında ne var?
    • 13 Haziran 2008 Bak sen, şu ANKA kuşuna!
    • 12 Haziran 2008 “Sı-nır-lı-dır” ne demek, izah etseniz ya!
    • 1 Haziran 2008 50 yıllık gazeteciden(!) gazete düşmanlığı!
    • 28 Mayıs 2008 ‘Kapatma kararı’ndan daha vahim olan..
    • 25 Mayıs 2008 Tartışma örtü yasağıysa, MHP’nin safı neresi?
    • 24 Mayıs 2008 Yargıtay, kapatılmamaya “heves”’ dedi!
    • 21 Mayıs 2008 CHP % 95, AK Parti % 4.. Normal mi bu?
    • 19 Mayıs 2008 ‘Köşeler babamızın malı mı?’dan ‘gazeteler babamızın çiftliği’ne!
    • 14 Mayıs 2008 Bir dönem, emekliliklerle kapanıyor!
    • 10 Mayıs 2008 Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
    • 10 Mayıs 2008 Hataların sebebi, yargıya baskı mı?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,713 µs