En Sıcak Konular
Vakit
Ali İhsan Karahasanoğlu
0 0 0000
Milletvekilleri zulme tepki vermelidir!
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, 73 milyon Müslüman Türk halkının temsilcisi konumundaki TBMM Genel Kurulu’nda, bugün bir konuşma yapacakmış!
Ne konuşacağını, üç aşağı-beş yukarı biliyoruz.
Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşme sonrasındaki açıklamada sergilediği küstahlık, bugün ne konuşacağını, nasıl konuşacağını da gösteriyor zaten.
Cumhurbaşkanı Sayın AbdullahGül’ün “İsrail-Filistin sorununda güven bunalımına yol açacak tek taraflı tasarruflardan kaçınılmalıdır” şeklindeki; kimseyi suçlamayan, dolayısıyla aslında bence çok da diplomatik bir dille yapılmış açıklamaya "Tasarrufda bulunan biz değiliz, Hamas" diyerek küstahça cevap veren, arkasından da “Biliyorum, sayın Cumhurbaşkanı benimle aynı fikirde değil ama İran, bölgede terörü destekliyor" diyerek Ankara’ya sanki kavga etmek için gelmiş bir militan havası estiren Peres’e, TBMM Genel Kurulu’nda milletvekilleri tarafından bir tepki konulmalıdır..
Fiziki tepki kastedmiyorum. Ama; en azından, misafirliğin kurallarını bile gözardı edip, konuk olduğu ülke Cumhurbaşkanı’na laf atmaya kalkışan bu zatın konuşması sırasında, TBMM koltukları boş bırakılmalıdır!
Merak etmeyin, “kimse farkına varmaz” diye düşünmeyin... O anlar bunun anlamını..
Sadece koltukları boşaltmak bile, o şımarık saygısızlar için bir mesajdır..
Bu tepkinin ne manaya geldiğini de, herkesten iyi onlar kavrarlar..
Evet; TBMMGenel Kurulu’na en az katılımla cevap verilmelidir, o zalimlere!
Sadece Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na yapılan küstahlık sebebiyle değil.
Filistinlilerin yaşadıkları zulümlerin de anısına, bu tepki koyulmalıdır!
Eminim; TBMMGenel Kurulu’ndaki milletvekillerinin de büyük çoğunluğu; Filistin’de yaşanan İsrail zulmü sebebiyle, şu veya bu haberin görüntülerini izlerken, hayatlarında en az bir defa, kimileri ise defalarca gözyaşı akıtmışlardır..
Evet, Yahudi sevdalı medyamız unutturmaya çalışsa bile, o zulüm sahneleri bizim hatıramızdadır..
Elleri arkadan bağlı Filistinli gençlerin, İsrailli askerlerce, kollarına taşlarla vurularak nasıl kırıldığı hatırımızdadır..
Babasının yanında yere yatıp, kurşunlardan kaçınmaya çalışan küçük Muhammed Durra’nın görüntülerini kim unutabilir?
12 yaşındaki Muhammed Durra, babasının kucağında verdi canını.
Ailesi bir düğünden dönerken, annesinin kucağında alnından tabancayla kurşunlanarak öldürülen üç aylık Ziyauddin et-Tumeyzi.
Birer birer değil, köyleri komple katlettiğine de şahit olduk biz..
Sabra ve Şatilla katliamlarını duymayanımız var mıdır acaba?
Yüzlerce kadın/çocuk, bu İsrail askerleri tarafından katledilmedi mi?
Kimilerinin nazarında, Müslümanların hatırı olmayabilir..
Amerikalıların hatırı daha yüksek olabilir..
O zaman size, alın bir Amerikalı!..
Rachel Corrie'yi hatırlar mısınız?
Barış eylemcisi olarak Filistin’e gelmişti. İsrail Ordusu'nun Gazze’de Filistinlilerin evlerini yıkması sırasında, bir buldozer tarafından göz göre göre ezilmişti 23 yaşındaki Rachel!
Kendi ülkelerinde bile “Kemik kıran Rabin”, “Beyrut kasabı Şaron” unvanları ile tanınan devlet adamları ile meşhur bir İsrail karşımızdaki!
Ve o İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Peres..
Küçücük bir tepki vermeyecek mi bizim temsilcilerimiz!..
Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan cesur çıkışlar beklemek, diplomatik adetler gereği belki haksızlık olabilir..
“Devleti temsil ediyorlar, devlette devamlılık esastır” gibi gerekçelerle, onların tavır geliştirmelerine mazeretler üretilebilinir..
Ama milletvekillerini, Genel Kurul’daki konuşmaya tepki koymaktan kim men edebilir? Bu tepkiye kim eleştiri getirebilir?
Kabul ediyorum; Türkiye’deki Yahudi medyası (Yahudi dediysem, adları Mişon olanları kasdettiğimi sanmayın. Bizden göründükleri halde Mişon isteği doğrultusunda yayın yapanları kastediyorum), Genel Kurul’a katılmayanları tek tek fişleyecektir.. Aleyhlerine yayın yapacaklardır.
Ama zulme uğrayan o binlerce insanlar için, küçücük çocuklar için, kadınlar/yaşlı insanlar için bu küçücük tepkiyi bile gösteremeyecek miyiz?
Hiçbir şey yokmuş gibi, TBMMGenel Kurulu’na gidip, yerimize oturacak, sempatik bir devlet başkanını dinliyor gibi izleyip, sonra gönül huzuru ile kalkıp evimize gidecek, çocuklarımıza sarılabilecek miyiz?
Bu kadar duyarsız olabilir miyiz biz?
Bizim temsilcilerimiz; eli kanlı insanlara, bu kadarcık bir tepki de koymakta çekingen olabilirler mi?
Bugün göreceğiz...
Bu yazı 1,272 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ekim 2008
Anlayana sivri sinek anlamayan davul zurna sinek ee..
-
16 Ağustos 2008
Maliye Bakanlığı cevap verdi, ya diğerleri?
-
14 Ağustos 2008
Fikret Bila, namazdan niye rahatsız oluyor?
-
14 Temmuz 2008
Onların gücü, bizim ‘dik duruş’ eksikliğimizden!
-
12 Temmuz 2008
Yasakçı Tuğcu, böyle saçmaladı!
-
5 Temmuz 2008
Ergenekon’da öyle, AK Parti’yi kapatmada böyle!
-
28 Haziran 2008
RTÜK bile uyursa, Anayasa Mahkemesi ne yapacak ki?
-
27 Haziran 2008
“Bedevi”nin arkasındaki gerçek!
-
21 Haziran 2008
Doğan saldırılarının arkasında ne var?
-
13 Haziran 2008
Bak sen, şu ANKA kuşuna!
-
12 Haziran 2008
“Sı-nır-lı-dır” ne demek, izah etseniz ya!
-
1 Haziran 2008
50 yıllık gazeteciden(!) gazete düşmanlığı!
-
28 Mayıs 2008
‘Kapatma kararı’ndan daha vahim olan..
-
25 Mayıs 2008
Tartışma örtü yasağıysa, MHP’nin safı neresi?
-
24 Mayıs 2008
Yargıtay, kapatılmamaya “heves”’ dedi!
-
21 Mayıs 2008
CHP % 95, AK Parti % 4.. Normal mi bu?
-
19 Mayıs 2008
‘Köşeler babamızın malı mı?’dan ‘gazeteler babamızın çiftliği’ne!
-
14 Mayıs 2008
Bir dönem, emekliliklerle kapanıyor!
-
10 Mayıs 2008
Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
-
10 Mayıs 2008
Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
Yazarlar
-
Mühürdar
-
Behiç Karahisarlı
-
Fahri Güven
-
Murat Bardakçı
-
Avni Özgürel
-
Mehmet Şevket Eygi
-
Muharrem Coşkun
Yorumlar
+ Yorum Ekle