En Sıcak Konular

Engin Ardıç
Sabah

Engin Ardıç
0 0 0000

Soğuk iç savaş başlattılar



Türkiye’nin ana muhalefet lideri, Sayın Deniz Baykal değil, Sayın Aydın Doğan’dır.

Şu farkla ki, Sayın Doğan bu muhalefeti “ticari amaçlarla” yürütmektedir. Dolayısıyla, bu bir muhalefet de değil, köprüyü geçen kadar diklenme politikasıdır.

Samimiyetine inanabilirdik, daha önceden “sabıkası” olmasaydı... Doğan Yayın Grubu’nun geçmişi, başbakana (çeşitli başbakanlara) dönem dönem yüklenip dönem dönem de ateşkes ilan etmekle maluldur.

Sayın Aydın Doğan, gerek seçimlerden önce gerekse seçim sonrası, yani aşağı yukarı altı aydır bir “soğuk iç savaş” yürütmektedir. Bu şiddetli bir savaş olmuştur.

“Kerimesi marifetiyle”, sermaye sınıfının örgütü TÜSİAD da bu kavgaya alet edilmiştir ve bu nedenle yakın bir gelecekte ikiye bölünmek üzeredir. İleride, “Doğancı olmayan Öz-Tüsiad” falan gibi bir şey daha çıkacak karşımıza.

Bu bir “psikolojik harekâttır” ve bürokrasi tarafından da elbette hoş karşılanmaktadır. İşin içinde, gerek yönlendirici gerekse danışman sıfatıyla birtakım “iyi sıhhatte olsunlar” da var mıdır, ben bilemem, istihbaratçılar bilirler.

Sayın Doğan üç çeşit adam çalıştırır:

1) Patronun çıkarları uğruna her türlü taklayı atmaya hazır omurgasızlar. İtibarları sıfıra inmiştir ama güçlüdürler.

2) Soğuk iç savaştan kendi siyasi görüşleri doğrultusunda yarar sağladıklarını düşünen (ve yanılan) birtakım CHP amigoları... Bunlar, Atatürk’ün sözlerini azıcık değiştirmeme izin verirseniz, “müstevlinin ticari emellerini kendi siyasi emelleriyle tevhid etmişlerdir”... Seçim öncesi sergiledikleri aymazlıkla rezil oldular, bunun verdiği hınçla vahşi bir saldırıya giriştiler... Ticari amaçlarla kullanıldıklarının ya farkında değiller, ya da umurlarında olmuyor... Oysa, “kullanılıp atılan” örnekler de gözlerinin önünde taptaze duruyor. Aralarında “frenkgömleğinin üstüne boyunbağını bağlayıp yazılarını da eser-i cedit kâğıdına yazan” fosiller de var, “solculuk ettiğini” sanan zavallılar da...

3) Denge sağlamak, ya da denge sağlar gibi görünmek için, “yazmalarına izin verilen” liberaller. Ünlü fıkrada olduğu gibi, hamamın namusunu kurtarıyorlar.

Sözlerim elbette belli başlı bazı kişileri kapsamakta olup, işlerin ırgatlığını üstlenen ve tek kavgası ekmek kavgası olan basın ve yayın emekçilerini, asıl büyük çalışan kitlesini tenzih ederim.

Lakin... Ben bu gerginlikten yoruldum ve sıkıldım. Benim gibi düşünen vatandaş sayısı da çoğunluktadır.

Sayın Aydın Doğan... Seçimden sonra yumuşayacağını umduğumuz havayı büsbütün gerdiniz.

Daha gazetelerinizi elimize alır almaz içimizi derin bir yeis, bir bıkkınlık, bir yorgunluk kaplıyor. Biz seçim sonrasını böyle düşünmemiştik, nefes alacağımızı sanmıştık.

Türk milletinin sinirlerine yazık ediyorsunuz.

O sinirlerin bir dayanma sınırı vardır, lütfen oraya kadar gitmeyiniz.

İç savaş, iktidara hayır getirmez ama size de getirmeyecektir. Üç kuruş daha kazanmak uğruna kendinizi de memleketi de yıpratmayınız.

Bitsin artık bu gerginlik, bu kavga, CHP amigolarının da bu “güreşe doyamayan yenilmiş pehlivan” tutumu... Yeni bir seçime daha beş yıl var, beş yıl... Şimdi böyle davranırlarsa, beş yıl sonra ne halt edecekler? Atmaya barut kalacak mı?

Bu adamlar ne yapacaklar, görelim, yanlış yaparlarsa sizden önce biz eleştirelim.

Ama şu “Malezya saçmalıkları”, “mahalle bilmemnesi” falan iyice kabak tadı vermiştir, bilgilerinize arz ediyorum.

Sayın Aydın Doğan... Kesenize bereket, umarım ve dilerim daha nice nice paralar kazanırsınız... Her türlü yanlış anlamayı önlemek için hemen de belirteyim: Yazılı ya da sözlü hiçbir yayın organınızda çalışmayı düşünmedim, düşünmüyorum.

Bu yazıyı, naçiz bir işçi emeklisinden, dev bir patrona dostça bir yakınma şeklinde değerlendiriniz, eğer ameleden dost edinecek gönül zenginliğiniz ve hoşgörünüz varsa...

Ama şu soğuk iç savaşı Allah aşkına artık bitiriniz, bezdik.



Bu yazı 1,304 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ağustos 2009 Öyle olmayacak Tarhan Bey
    • 3 Ekim 2008 Alman oğlu Alman
    • 16 Ağustos 2008 Solculuk bile yapılır
    • 14 Ağustos 2008 Frikik istiyorlar!
    • 30 Temmuz 2008 Cirmi kadar yer yakar
    • 14 Temmuz 2008 Bizim oğlan okumasın, dersaneci olsun
    • 12 Temmuz 2008 Sıcakta serin yazı
    • 5 Temmuz 2008 Kendini genel başkan sanan genel başkan
    • 28 Haziran 2008 Korporatizm
    • 27 Haziran 2008 Bu, gazetecilik değildir
    • 13 Haziran 2008 Tekniğini merak ettim
    • 11 Haziran 2008 Devr-i saadet
    • 1 Haziran 2008 Memleket mazbut, lakin matbuat...
    • 28 Mayıs 2008 Orada serbest
    • 26 Mayıs 2008 Panpan est un pantin, Zizi est une poupee
    • 25 Mayıs 2008 Psikolojik iç savaş
    • 24 Mayıs 2008 Aslında ödleri patlıyor
    • 21 Mayıs 2008 Lahındayk
    • 19 Mayıs 2008 Sieg heil!
    • 18 Mayıs 2008 Futbolcu aydınlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,705 µs