En Sıcak Konular

Mehmet Altan
Star

Mehmet Altan
0 0 0000

Irak, İran, Ortadoğu...



Türkiye ile Irak, çetin pazarlıkların ardından terörle mücadele anlaşmasını imzaladı. Ama... Anlaşmadan ‘sıcak takip’’ maddesi çıkarıldı. Her iki tarafın da geri adım atmadığı bu madde üzerinde uzlaşma, kibarca söylerse ‘zamana yayıldı.’
Hálbuki Türkiye’nin en önemli talebi, bu ‘zamana yayılan’ sıcak takip hakkıydı... Neden gerçekleşemedi?

Çünkü...

ABD’nin yeni ve güçlü müttefiki Kuzey Irak yönetimi, sıcak takibin anlaşmada yer almasını önledi...

***

Ankara Kuzey Irak’ı kapsayacak yeni açılımlardan ziyade ‘bir Kürt devletinin kurulmasına seyirci kalmayız’ noktasında sabitlenmiş gözükmekte...

Hálbuki yakın zamana kadar devletin içinde farklı görüşler vardı... Türkiye’nin kendi gücüne inanarak muhtemel gelişmelerden korkmak yerine, onlardan çıkarımlar elde etmesini öneriyordu... Ama bunun için yeni açılımlara ihtiyaç var...

Anlaşılan eski mantık ve alışılmış korkular galip geldi...

***

Sadece Irak mı?

Muhtemelen az bir zaman sonra Irak’tan çok daha belirleyici olacak gibi gözüken İran var...

Bu konuda da ABD ile Ankara arasında gittikçe artan bir anlaşmazlık söz konusu...

Nitekim dünkü gazetelerden Başbakan Erdoğan’ın İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile ‘enerji işbirliği’ni konuşmasının ardından, ABD Dışişleri Bakanı Rice, Babacan’a ‘BM’nin İran’a karşı ambargo kararına herkes uymalı’ mesajını verdiğini öğrendik...

Bu mesaj öncesinde ise ABD Temsilciler Meclisi’nin İran’ın enerji sektörüne yatırım yapan yabancı şirketlere yaptırım uygulanmasını öngören bir karar aldı.

Rice’ın ‘BM kararlarına uyun’ uyarısının ardında, BM Güvenlik Konseyi’nin Aralık 2006 tarih ve 1737 sayılı, Mart 2007 tarih ve 1747 sayılı İran’a yaptırım kararlarına uyulması yönünde kamu kurumlarına talimat niteliğindeki Bakanlar Kurulu kararları ve genelgelerinin aradan uzun süre geçmesine rağmen çıkarılmamasının yattığı...

Kulislerde de, hükümetin İran’la güvenlik ve ekonomik alandaki ilişkileri zedelememek için bu süreci ağırdan aldığının ileri sürüldüğü gene dünün gazete haberleriydi...

Irak gibi, İran politikası ABD ile çekişme nedeni olmakta...

***

Geçenlerde...

Türkiye’yi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üç numaralı ismi Nicholas Burns, ortak konularda ABD pozisyonunu hatırlatmıştı...

Örneğin, Türkiye ziyareti öncesi, Türkiye’nin Ortadoğu’da ‘daha katılımcı’ olması çağrısı yapmıştı...

‘Daha katılımcı olmak’...

Nicholas Burns bunu, ‘Türkiye, Ortadoğu’daki olayları daha derin bir şekilde anlamamıza yardım edebilir. Biz iyi dinliyoruz. Ancak Türk yetkililerinin, dünyanın bu bölgesindeki stratejik zorluklara cevap verilmesinde katılımcı olmasına ihtiyacımız var’ diyerek açmıştı...

ABD’nin, Ankara’nın Kuzey Irak yönetimi ile doğrudan ilişki kurmasını istediğini biliyoruz...

***

Türkiye’nin enerji koridoru olarak önemine değinen Burns, Türkiye-İran ilişkilerine de değinmişti.

‘İran ile Türkiye arasında imzalanan gaz anlaşmasından rahatsızlık duyduklarını’ belirtti ve ‘dünyanın kesinlikle İran’ı desteklememesi, yaptırım uygulaması gerektiğini’ söylemişti...

Burns, ‘İran’ın, Türkiye’nin komşusu ve ticaret ortağı olduğunu anladıklarını’ belirtmekle birlikte, ‘İran ile her zaman olduğu gibi iş yapmanın zamanı değil. Bunu, Japonya, Güney Kore, Hindistan ve Pakistan gibi İran ile iş yapan diğer müttefiklerimize de söylüyoruz’ demişti...

Kısacası ayrı pozisyonlar var...

***

Ülkelerin ayrı politikaları olması son derece normal...

Ancak, Ankara’nın yeniçağa uygun, eski korku ve zihniyeti aşmış, alternatifli ve farklı Orta-Doğu stratejileri olduğunu söylemek de kolay değil...

Bir başka realite de toplumun çıkarıyla, küresel dinamikler üst üste çakışmadığı vakit ülkelere çıkarılan ağır faturalar...

Irak...

İran ve Orta-Doğu...

Türkiye’nin başını ağrıtmaya aday olmaya devam etmekte... Biliyorsunuz dış politikadaki sorunlar, hep içeride fatura çıkarır...


Bu yazı 1,150 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Oku bakayım...
    • 16 Ağustos 2008 Beş yıl önce neredeydiniz?
    • 14 Ağustos 2008 Ahmedinejad’la...
    • 12 Ağustos 2008 Saakaşvili Tolstoy okudu mu?
    • 31 Temmuz 2008 ‘Kapatma ama hırpala..’
    • 14 Temmuz 2008 MİT’in Ergenekon listesi...
    • 12 Temmuz 2008 İran savaşı yaklaşıyor mu?
    • 10 Temmuz 2008 Ölümün askerleri
    • 8 Temmuz 2008 Öksüz Çocuk Eldiveni...
    • 5 Temmuz 2008 Dağbaşı
    • 28 Haziran 2008 Bir Türk neye bedel?
    • 26 Haziran 2008 Türkiye-Almanya
    • 21 Haziran 2008 ‘Kamuoyunu TSK çizgisine getirmek’...
    • 13 Haziran 2008 Gerçekten cevap bu mu?
    • 11 Haziran 2008 Askeri sopa ile özen...
    • 2 Haziran 2008 Elitist mi, kitlesel mi?
    • 1 Haziran 2008 Sizi muhatabınız belirler...
    • 28 Mayıs 2008 Sivas’ın doğusu...
    • 25 Mayıs 2008 Danıştay ne karar verecek?
    • 24 Mayıs 2008 Birinci Cumhuriyet’in sonu mu?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,095 µs