En Sıcak Konular

Ali İhsan Karahasanoğlu
Vakit

Ali İhsan Karahasanoğlu
0 0 0000

Sezer, bakın hangi eleştirilere dava açtırmış!



Necdet Sezer’in icraatlarına yönelik eleştirilerimize karşı, 7 yıl boyunca çok sayıda dava açıldı.
Hayır, kişisel hakaret davası değil. Öyle olsa, karşılıklı kozlarımızı paylaşır, eşit şartlar altında savunmamızı yapardık!
Dediğim gibi, kişisel hakaret değil, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan davalar açılıyordu..
Kişisel hakaret suçunda 3 ay olan ceza, böylece otomatikman 1.5 yıla çıkıyordu.
 
 
  “Ne olacak, hapis cezası verildiği yok ki” diye düşünmeyin.

Kişisel hakaret suçunda ceza, paraya çevrilebilir. Cumhurbaşkanına hakarette ise, ceza 1 yıldan fazla olduğundan, paraya çevrilemiyor.

İşte eşit olmayan bu şartlar altında, hapis cezasını da göze alarak, NecdetSezer’e eleştirilerimizi yöneltiyorduk.

Davaların biri kapanmadan, diğeri açılıyordu..

Demokrat, özgürlükçü, ve tarafsız olarak takdim edilen Necdet Sezer, Genel Sekreterliği vasıtası ile suç duyuruları yaptırıp, aleyhimize davalar açtırıyordu.

Bazıları diyecektir ki, “Yazıyorsunuz, sonra da açılan davadan rahatsız oluyorsunuz.”

Buyrun açılan davaların iddianamelerinden alıntılar yapayım da, siz takdir edin, Sezer için yazılanlarda hakaret var mı?.

Davalardan birisinde; “Sahte Atatürkçüler” manşet haberin içindeki ifadeler gerekçe gösterilmiş.

“Kimbilir neler demişsinizdir” diye hemen tepki verenlere, birebir iddianameyi aktarıyorum: “(Sahte Atatürkçüler) başlıklı yazı içeriğinden, Sezer ile devletin üst düzey askeri memurları konumunda olan komutanların, (23 Nisan’ın 83. yılı kutlamalarına MeclisBaşkanı Arınç’ın tesettürlü eşi Münevver Arınç’ı bahane ederek katılmadıkları... Atatürk’ün manevi hatırasıyla ters düşmek gibi durum sergilemeleri hayret uyandırdı. (..) 15 Milyar alan Sezer’in işi.. türbanlıya tavır, teröristlere af... TBMM’de düzenlenen resepsiyona katılmayarak milli iradeye saygısızlıkta bulunmakla eleştirilen cumhurbaşkanı, aynı gün iki teröristi birden affetti.) şeklindeki haberler ile, Cumhurbaşkanı SayınAhmet Necdet Sezer hedef alınıp, haber ve eleştiri sınırlarının ötesine geçilerek; basın yoluyla tahkir edildiği...”

Kısaltmalar benim değil. Savcının, suç olarak gördüğü yerleri aynen yazıp, diğer yerlerde suç olmadığından gereksiz bulduğu için almayıp, (...) ile geçirdiği bölümler..

Kısaltılmışsa da, olay anlaşılıyor. 23 Nisan törenlerinde, Sezer, TBMMBaşkanı’nın davetine, Arınç’ın eşi başörtülü diye katılmamış... (Ki Münevver hanım, sırf sıkıntı olmasın diye, davete katılmaktan vazgeçmişti) Vakit, işte bu olayı haberleştirmiş.. Ve bu haber sebebiyle, zamanın AdaletBakanı CemilÇiçek’in de onayıyla, 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis cezası istemi ile aleyhimize dava açılmış!

Para cezasına çevrilemeyen, asgari 1.5 yıllık hapis cezası istenmiş!

Sadece bu mu?

Hayır; alın size bir başka örnek..

Muhabirimiz Adem Demir, Cumhurbaşkanlığı makamına faks geçerek, bazı sorular sormuş. Üç gün beklemiş, sorulara cevap gelmediği için, soruların cevapsız bırakıldığını da belirten bir haber hazırlamış. Yine iddianameden alıntılayayım: “Cevap ver Sezer başlıklı haber içinde, ‘..Sezer; tavır davranış ve uygulamalarıyla adeta ana muhalefet partisi görüntüsü veriyor. Sezer’in; halkın eleştirdiği cumhurbaşkanlığı icraatları hakkında konuşmazken, hükümetin çıkardığı yasaları denetlemede, muhalefet partisi gibi davranması, dikkat çekiyor.. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, halka rağmen sürdürdüğü icraatları hakkındaki suskunluğunu sürdürüyor.”

İddianameye, muhabirimizin sorduğu sualler de aynen alıntılanıp suçlama yapılmış: “... 1-Atatürk’(ün 70 yıl önce Çankaya’dan kovduğu masonları neden Köşk’te ağırladınız? 2- Köşk’te yapılan görüşmede masonların üst düzey yöneticilerine ne gibi sözler verildi? 3- Affettiğiniz teröristler, Mehmetçikle çatışmaya girdiğinde neler hissettiniz?.. şeklinde ifadelere yer verilmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın basına tanıdığı ve haberde bulunması gereken gerçeklik, kamu yararı, güncellik, konu ve ifade arasındaki düşünsel bağ ölçülerine uyulmadan, Cumhurbaşkanı doğrudan hedef alınarak kamuoyunda cumhurbaşkanını küçük düşürücü ifadelere yer verilmesi suretiyle basın yoluyla hakaret edildiği tüm soruşturma evrakı kapsamı ile anlaşıldığından, ..”

Bir örnek daha.. Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak, “Sezer kına yaksın” başlıklı bir yazı kaleme almış.. Ona da dava açılmış.. Bakın iddianame hangi ifadelerle düzenlenmiş: “(Sezer kına yaksın) başlığı ile verilen yazı içeriğinden; ‘Tamam anladık, başörtü sorununu çözemiyorsunuz. Bizler öz yurdumuzda paryayız. Karaderiliyiz biz. Çankaya’dan sonra, Yargıtay  salonlarından da kovulduk. İnandığımız gibi yaşama hürriyetimiz yok bizim. Sezer kına yaksın otursun şimdi. O başlattı, önce ekonomiyi çökert, şimdi Çankaya’daki adam akıl almaz uygulamalarıyla toplumsal barışı dinamitleyen uygulamalara öncülük ediyor. Beyler, biz herkes için adalet ve özgürlük istiyoruz. Sezer’in başlattığı kriz şimdi bugün bu noktaya geldi. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.. Selam ve dua ile’ şeklinde ifadeler ile cumhurbaşkanı sayın Ahmet Necdet Sezer’in temsil ettiği makam hedef alınarak Türkiye’de başörtüsü sorunu ve ekonomik krizler ile ilgili yaşanan sorunun cumhurbaşkanından kaynaklandığına yer verilip, haberde olması gereken gerçeklik, kamu yararı, güncellik, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasındaki düşünsel bağın ihlal edilerek, küçük düşürücü değer yargılarına yer verilip cumhurbaşkanının manevi kişiliğinin basın yoluyla tahkir ve tezyip edildiği tüm hazırlık evrakı kapsamı ile anlaşılmış olmakla..”

İşte tarafsız/demokrat tanıtılan Sezer’in şikayeti ile açılan davalardan özetler..

Bunları niçin aktardım?

Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül ile ilgili, daha ilk günden yazılanlarla bir kıyaslamanız için.. Yukarıdaki ifadelere dava açan savcıların, şimdi terbiyesizce yazılan yazıları görmezden gelmemeleri için!..
 
 



Bu yazı 1,518 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Anlayana sivri sinek anlamayan davul zurna sinek ee..
    • 16 Ağustos 2008 Maliye Bakanlığı cevap verdi, ya diğerleri?
    • 14 Ağustos 2008 Fikret Bila, namazdan niye rahatsız oluyor?
    • 14 Temmuz 2008 Onların gücü, bizim ‘dik duruş’ eksikliğimizden!
    • 12 Temmuz 2008 Yasakçı Tuğcu, böyle saçmaladı!
    • 5 Temmuz 2008 Ergenekon’da öyle, AK Parti’yi kapatmada böyle!
    • 28 Haziran 2008 RTÜK bile uyursa, Anayasa Mahkemesi ne yapacak ki?
    • 27 Haziran 2008 “Bedevi”nin arkasındaki gerçek!
    • 21 Haziran 2008 Doğan saldırılarının arkasında ne var?
    • 13 Haziran 2008 Bak sen, şu ANKA kuşuna!
    • 12 Haziran 2008 “Sı-nır-lı-dır” ne demek, izah etseniz ya!
    • 1 Haziran 2008 50 yıllık gazeteciden(!) gazete düşmanlığı!
    • 28 Mayıs 2008 ‘Kapatma kararı’ndan daha vahim olan..
    • 25 Mayıs 2008 Tartışma örtü yasağıysa, MHP’nin safı neresi?
    • 24 Mayıs 2008 Yargıtay, kapatılmamaya “heves”’ dedi!
    • 21 Mayıs 2008 CHP % 95, AK Parti % 4.. Normal mi bu?
    • 19 Mayıs 2008 ‘Köşeler babamızın malı mı?’dan ‘gazeteler babamızın çiftliği’ne!
    • 14 Mayıs 2008 Bir dönem, emekliliklerle kapanıyor!
    • 10 Mayıs 2008 Hataların sebebi, yargıya baskı mı?
    • 10 Mayıs 2008 Hataların sebebi, yargıya baskı mı?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,514 µs