En Sıcak Konular

Mehmet Şevket Eygi
Milli Gazete

Mehmet Şevket Eygi
0 0 0000

Beyaz büyük medya’nın yapay ve düzmece gündemi



ŞU büyük Beyaz Medya’nın devlet olarak, ülke olarak, halk olarak Türkiye’ye verdiği zararı dış düşmanlar veremez. Uydurma, yapay, düzmece bir gündem oluşturmuşlar hep bunu işliyorlar.

Cumhurbaşkanının refikasının (yozlaşmış Türkçeyle eşinin) başının örtülü olup olmaması meselesi... Türkiye kadınlarının ve kızlarının yüzde 50’den fazlası başını örtüyor. Cumhurbaşkanının hanımı da örtse ne çıkar? Bu konu fırtınalar, tayfunlar, kasırgalar kopartmaya değer mi? Tamamen yapay, yapay olduğu kadar zararlı bir gündem maddesi.

Cumhurbaşkanının dindar bir Müslüman olması meselesi de böyledir. Yahu burası Türkiye’dir, bir İslâm ülkesidir. Cumhurbaşkanının dindar olmasından, namaz kılmasından, Cuma’ya gitmesinden, oruç tutmasından daha tabii ne olabilir? Tutturmuşlar bunu mesele haline getiriyorlar. Bu da çok zararlı oluyor. Asıl tartışılacak, incelenilecek konular şunlardır:

Cumhurbaşkanı adayı devlet başkanlığına ehil midir, layık mıdır? Başa geçtiğinde Türkiye’ye hizmet edebilecek midir? Be adamlar, bunları tartışsanıza.

Cumhurbaşkanı adayı sözde mi, özde mi laiktir? Adam feryat ediyor: “Ben özde laikliğe bağlıyım, özde Atatürkçüyüm, samimi şekilde anayasaya bağlıyım...” Koskoca bir politikacı böyle söylüyorsa ona inanmak gerekir. Farz edelim ki, özde böyle değil, adamın beyninin veya kalbinin içine girip kontrol edecek, tahlil yapacak imkânınız var mıdır?

Son seçimlerin neticesi bir kısım Beyaz gazetecileri çileden çıkarttı. Neredeyse halkın yüzde 46’sına ana avrat küfredecekler. Küfrün, hakaretin bini bir paraya; halk teneke kafalıymış, halk bilmem neresinden nefes alıyormuş, daha neler neler... Bu halk CHP’ye oy vermiş olsaydı, aslan kaplan olacaktı.

Birtakım adamlar ve kadınlar Cumhuriyet ile Sabataycılığı özdeş hale getirmiş bulunuyor. Cumhuriyet tehlikede, anayasal düzen tehlikede, uygarlık ve çağdaşlık tehlikede diye bağırıp duruyorlar. Bunlar da, bir bardak suda fırtına kopartmaktan başka, bir şey değildir. Türkiye tehlikededir, cumhuriyet tehlikededir, ülke bütünlüğü tehlikededir ama bu tehlikenin sebebi, Beyazların dediği gibi Müslümanların siyasette ağırlık kazanmaları değildir.

Örnekleri çoğaltmayayım. Beyaz Medya’nın 25 kadar ana gündem maddesi var. Bunlar yapaydır, faydasızdır, düzmecedir, uydurmadır.

Keşke sağdan, soldan, muhafazakârlardan, ilericilerden, dindarlardan, ateistlerden on kadar namuslu, vatansever, gerçekten kültürlü, aklı başında, vicdanlı aydın bir araya gelse ve Türkiye’nin gerçek gündemini belirlese.

Bendeniz aydın, maydın değilim, okur-yazar bir vatandaşım. İzin verilir ve hoşgörülürse bazı gündem maddeleri teklif etmek istiyorum.

Birincisi: Kokuşma meselesidir. Uluslararası şeffaflık araştırma kurumlarına göre ülkemizin temizlik notu 10 üzerinden 3’müş. Yani son derece kirli vaziyetteymişiz. Bu kirlilik bir yığın siyasî, sosyal, kültürel, iktisadî, malî (finansla ilgili) pislik ve hastalık sebebidir. Biz niçin Finlandiya veya Norveç gibi 10 üzerine 9 küsur not alamıyoruz? Kokuşma bataklığı kurutulmadıkça Türkiye iflah olur mu? Elbette bu konu gündemin birinci maddesi olmalıdır. Kokuşmanın bu kadar yoğun ve genel olduğu bir ülkede ne cumhuriyet, ne demokrasi, ne hukuk, ne eğitim ayakta durabilir.

İkincisi: Türkiye’nin en hayatî ve önemli meselesi eğitim ve üniversitelerdir. Eğitim demek “Velilerden kayıt için para alınmayacak... Sınav sistemi değiştirilecek... Dershanelere bilgisayar konacak... Okul kantinlerinde sütlaç satılmayacak... Ders kitapları bedava verilecek... Öğretmenlerin ek ders ücretlerinin saati 5 liradan 6 liraya çıkartılacak...” gibi saçma sapan şeyler değildir. Medyanın, aydınların, kaliteli politikacıların, yazarların, fikir adamlarının Türkiye’nin eğitim sistemini ve üniversitelerini tartışması gerekir.

Üçüncüsü: Büyük medya... Bugünkü medya sistemimiz Türkiye’yi tek başına batırmaya yetecektir. Kötülükler yumağıdır. Medya tekelleşmiş, kartelleşmiş, mafyalaşmıştır. Düşünebiliyor musunuz, ünlü gazetecilerimizden Fatih Altaylı, büyük bir gazetenin, eski bakanlardan birine ayda 100 bin dolar ödemiş olduğunu açıkladı. Bu, korkunç bir ifşaattı ve toplumda bu konuda hiçbir heyecan olmadı. Gerçekten demokrat, gerçekten medenî, gerçekten hukukun üstünlüğünü kabul etmîş bir ülkede böyle bir şey söylenmiş olsaydı, haklı olarak fırtınalar kopardı.

Dördüncüsü: Su meselesi... Susuzluk kapımızı çaldı, belki Trabzon, Rize gibi Doğu Karadeniz bölgesinde susuzluk çekilmeyecek ama ülkenin büyük kısmı kuraklık, çölleşme tehlike ve tehdidine maruz. Gazetelerin bu konularda verdikleri haberler, yapılan yorumlar genellikle fasa fiso şeylerdir. Bu susuzluğa, kuraklığa, çölleşmeye karşı ne gibi tedbirler alınabilir? Hem, susuzluk bizim sadece iç meselemiz değil, böyle giderse Ortadoğu’da su savaşları patlayacaktır. Su konusunda geleceğe yönelik en güzel çalışmaları askeriye yapıyormuş. Onların dosyaları ve raporları da açıklanmıyor.

Beşincisi: Gelir dağılımı adaletsizliği... Bir tarafta süper lüks lokantalarda adam başına 250 liraya yenilen yemekler; öbür tarafta karnını doyurmak için 3 lira bulamayan milyonlarca insan. Türkiye’nin gelirinin yüzde 60’ını 2 milyonluk bir azınlık yiyor. Geriye kalan yüzde 40, 70 milyon halka yetişmiyor.

Altıncısı: Türkiye uzun yıllar boyunca yüksek ve müzmin enflasyonla resmen soyuldu. Yabancılar soydu, yerli hainler soydu. Şimdi enflasyon azaldı, tek rakama indi, lakin faizle soyuluyoruz. Türkiye korkunç bir borç batağına ve tuzağına düşmüştür. Bundan nasıl kurtulacağız?

Yedincisi: Türkiye halkına Güney Kore örneğini anlatmamız gerekir. Bizim gibi bir Doğu ve Asya ülkesi olan, imkânları ve potansiyeli bizim kadar olmayan o ülke, nasıl böylesine ilerledi, kalkındı, sanayileşti, zenginleşti de biz onun gibi olamadık. Birtakım sahtekârlar hiç utanmadan, arlanmadan Türkiye’nin çok ileri, çok örnek, çok parlak bir İslâm ülkesi olduğu yalanını yayıyorlar. Onlara bir şamar-sorumuz var: Türkiye niçin bir Japonya, bir Güney Kore, bir Tayvan, bir Singapur kadar kalkınamadı, ilerleyemedi, üretemedi?

İşte yukarıdaki yedi maddeye benzeyen 20-25 kadar gerçek, ciddî, yerinde gündem maddesi tespit edilmelidir. (Bunların neler olduğunu daha önceki çeşitli yazılarımda zikretmişimdir.)

Bu yazı 1,738 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2008 Hainler İstanbul’u Bu Hale Nasıl Getirdiler?
    • 16 Ağustos 2008 Ergenekon=Jakoben Laikçilik=Resmî İdeoloji
    • 14 Ağustos 2008 Şeriatî Hem Sünnîlik, Hem Şiîlik Açısından Bozuktur
    • 30 Temmuz 2008 Yakın Tarihimize Işık Tutan Büyük Ve Engin Bir Kitap: Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları
    • 29 Temmuz 2008 Modern Türkiye’nin kuruluşunda Yahudiler
    • 28 Temmuz 2008 Din Büyüklerinin ve Müslümanların Dikkatlerine 12 Maddelik Islah Projesi
    • 24 Temmuz 2008 Ezana Saygısızlık
    • 21 Temmuz 2008 Hırsızlıkla Namaz Bir Arada Olmaz
    • 18 Temmuz 2008 Darbe Şakşakçılığı Yapanlar Dilerim Beladan Belaya Uğrasınlar
    • 17 Temmuz 2008 Türkiye Halkı Aptal ve Salak mıdır?
    • 16 Temmuz 2008 İsim Vermeden Anonim Tenkitler ve Uyarılar Yapmaya Devam Edeceğim
    • 14 Temmuz 2008 Müslüman Türkiye’de İslâm Devleti İstenemez
    • 14 Temmuz 2008 Müslüman Türkiye’de İslâm Devleti İstenemez
    • 12 Temmuz 2008 İslami tevhid eğitimi
    • 11 Temmuz 2008 Hakkın ve Halkın Hizmetinde Cumhuriyet
    • 10 Temmuz 2008 Yapılabilecekler ve Yapılması Gerekenler Yapılmıyor
    • 8 Temmuz 2008 Ordu ve Din...
    • 5 Temmuz 2008 Baylar Bayanlar Boşuna Protesto Etmeyin Oyun Kuralına Göre Oynanmaktadır
    • 4 Temmuz 2008 Hep Sivas Faciasından Bahs Edip, Başbağlar Katliamından Hiç Bahs Etmemek Zulümdür
    • 3 Temmuz 2008 Fitne Fesat Saçan Gazete

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,722 µs