En Sıcak Konular

Ahmet Altan
Taraf

Ahmet Altan
0 0 0000

Anlamak için...



Ürkmüyor olmanız çok şaşırtıcı.
Bizim dünkü manşetimizin haberi korkutucu şeyler anlatıyordu çünkü.
Düşünün, 2003 yılında Veli Küçük, bir faşist Alman dergisine, “Yakında darbe olacak” diyor.
Bu kadar net konuşuyor.
Böylesine emin konuşmasının bir nedeni var.
Daha sonra Nokta dergisinde yayınlanan günlüklerden anlaşıldığı gibi o sırada Jandarma Komutanı Orgeneral Şenuygur “darbe hazırlıkları” yapıyor.
Aralarında nasıl bir ilişki varsa General Küçük bu hazırlıklardan haberdar ve açıklamaktan da çekinmiyor.
Çünkü “darbenin” önünün kesilebileceğini aklına bile getirmiyor o günlerde.
Darbe hazırlıkları yapılırken, Ergenekon örgütü de kendi faaliyetlerini sürdürüyor.
Yapılacak darbenin altyapısını hazırlıyor herhalde.
Sonra Şenuygur’un darbesi gerçekleşmiyor.
Ama Ergenekon devam ediyor.
Niye devam ediyor?
Darbe gerçekleşmeyince, o darbenin hazırlıklarına yardım eden Ergenekon da durmalıydı.
Ama durmuyor.
Belli ki “başka” bir darbe bekliyor.
Onun gerçekleşmesi için çalışıyor.
Çünkü “darbe” isteyen, iktidarı “halka” vermemeye yemin etmiş birileri varlıklarını sürdürüyor.
Aslında dertleri ne “laiklik” ne de AKP.
Bu bizim yarım yamalak laikliğe bir şey olmayacağını biliyorlar, Şemdinli’de olduğu gibi AKP’yi teslim alabileceklerini de düşünüyorlar.
Onlar AKP’den korkmuyor.
Onlar, AKP’yi iktidara getiren “güçten”, bizzat halkın kendisinden, halkın isteklerini açıkça ifade etmesinden ve değişim istemesinden korkuyorlar.
Geriletmeye çalıştıkları güç, halkın kendisi.
İmkânsızı istiyorlar aslında ama bunun “imkânsız” olduğunu kavrayacak bir izanları yok.
Ve, bir yandan Ergenekon “bombalamalarla, suikastlarla” eylemlerini sürdürüyor, bir yandan bazı siyasilerle, bazı gazeteler “laiklik elden gidiyor” diye bağırarak ortamı hazırlamaya uğraşıyor, bir yandan da askerî muhtıralarla karşılaşıyoruz.
Çok ilginç bir “kombinasyon” değil mi?
Siyasi iktidar, neyle karşılaştığını fark edip “halka” sığınıyor.
Gidebileceği başka bir yer yok zaten.
Seçimler, “darbeciler, muhtıracılar ve şakşakçılar” için büyük bir hezimet oluyor.
Eğer iktidar, bunun hemen arkasından büyük bir “özgürlük” paketi açsa, yeni bir anayasa hazırlasa, Avrupa Birliği yolunda ciddi adımlar atsa “darbecilik” o seçimle bir daha dirilmemek üzere bitmiş olacak ama...
İktidar, “kurnazlık” yapmaya çalışıyor.
“Arkamda büyük bir destek var, özgürlükleri genişletmeyeyim, devletle iyi geçinip iktidarımı sürdüreyim” diyor.
Ve, belki de en büyük hatasını yapıyor.
“Darbeciler” kendileri için iyi bir ortam hazırlandığını hissediyorlar.
O sırada, iktidar da “diğer özgürlükleri” bir yana bırakıp “türban özgürlüğüne” abanınca darbecilere gün doğuyor.
AKP’nin niyetlerinden “samimi” olarak korkan kitlenin kuşkularını iyice besleyerek yeniden harekete geçiyorlar.
Bir gerginlik ve korku ortamı yaratılıyor.
Ardından “türban” değişikliğinin iptal edilmesi ve AKP’nin kapatılması için davalar açılıyor.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa’yı açıkça ve fütursuzca çiğneyerek “türban yasasını” iptal ediyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bile gözünü bu kadar kararttığını görünce hem iktidar partisi hem de CHP dışındaki diğer partiler durumun “vahametini” anlıyorlar.
Ve, dün Parlamento’daki dört partiden üçü sert açıklamalarla Anayasa Mahkemesi’ne, “geri çekil,” diyorlar, “hukukun sınırlarının içine dön”.
Mahkeme “hukuka” döner mi, bilmiyorum.
Hukuku unutmuş gibi gözüküyorlar.
Ama saflar keskinleşiyor.
Bir yanda, ardına “halkı” almış siyasiler, bir yanda ardına Ergenekon’u, darbecileri, “hukuksuzları” almış olan “halk karşıtı” cephe.
Bundan sonra bu dövüş, bir taraf kesinkes teslim olmadan bitmez.
Ya halkı temsil edenler teslim olacak, ya hukuksuzlar.
Ama biri teslim olacak.
“Hukuksuzlar” teslim olursa, yeni bir döneme huzurla geçeriz.
Halkın temsilcileri teslim olursa...
Halk onların yerine yenilerini seçer ve kavga “hukuksuzlar” teslim olana kadar sürer.
Ama ne olursa olsun...
Nihayetinde halk galip gelir, hukuksuzlar kaybeder.
Onların, bu ülkenin ve toplumun canını acıtma güçleri var ama...
Galip gelme ihtimalleri hiç yok.
Hayat, onların gittiği yönün tersine akıyor çünkü.


Bu yazı 1,503 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ağustos 2009 Mafya, TÜSİAD, Türkiye...
    • 3 Ekim 2008 Korkmalı mıyız?
    • 16 Ağustos 2008 Yavaşlık
    • 14 Ağustos 2008 Ne oldu şimdi?
    • 12 Ağustos 2008 Ayıklamak
    • 30 Temmuz 2008 Dışarıda kim kaldı?
    • 18 Temmuz 2008 Yalanlar, gerçekler, sorular...
    • 16 Temmuz 2008 Çete
    • 14 Temmuz 2008 Emine
    • 12 Temmuz 2008 Dindarlar ve demokrasi...
    • 5 Temmuz 2008 Darbe ve medya
    • 28 Haziran 2008 Solculuk ve dindarlık, zavallılık mıdır?
    • 27 Haziran 2008 Bir darbe yandaşı
    • 26 Haziran 2008 Travma
    • 21 Haziran 2008 'Düşman değiliz be paşalar'
    • 13 Haziran 2008 Yeni sorun ihtiyacı...
    • 12 Haziran 2008 Anlamak için...
    • 2 Haziran 2008 Altınların parlaklığı...
    • 1 Haziran 2008 Fırsatçılık ve pusu
    • 28 Mayıs 2008 Her Türk asker doğar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,268 µs